1 00:00:11,761 --> 00:00:13,346 3 EKİM 1993 2 00:00:17,767 --> 00:00:23,148 Karaya asker göndermemiz gerekiyor, onları hiçbir yerde göremiyorum. 3 00:00:28,236 --> 00:00:30,572 İKİNCİ KAZA YERİ 4 00:00:37,162 --> 00:00:40,874 Baygınlık geçiren herkes, kendine geldiğinde, 5 00:00:40,957 --> 00:00:47,422 muhtemelen aynı şeyi hissediyordur. Sanki derin bir uykudan uyanıyor gibiydim. 6 00:00:47,505 --> 00:00:52,052 Kafam karışıktı, gittikçe her şey daha da belirginleşti 7 00:00:52,135 --> 00:00:56,514 ve gerçekliğe uyandığımı anladım. Ne yazık ki gerçeklik 8 00:00:57,015 --> 00:00:58,558 pek de güzel değildi. 9 00:01:02,312 --> 00:01:05,273 Ciddi şekilde yaralanmıştım. 10 00:01:05,356 --> 00:01:11,571 Sırtım o kadar kötü ağrıyordu ki bu acıya katlanamıyordum. 11 00:01:11,654 --> 00:01:18,578 Bir de bacağımı hissedemiyordum. Bir baktım ki, Randy Sugar ve Gary Gordon, 12 00:01:19,788 --> 00:01:23,875 kokpit kapısının yanında duruyorlar. 13 00:01:24,959 --> 00:01:26,044 12 yönünde! 14 00:01:26,544 --> 00:01:28,922 Gerçekten çok ama çok rahatlamıştım. 15 00:01:29,005 --> 00:01:30,840 Sıkı tutun. Pilot bende! 16 00:01:31,341 --> 00:01:37,639 Onlar Delta Birimi üyesiydi, birlikte savaşmak insana güven verir. 17 00:01:37,722 --> 00:01:44,437 Beni yere yatırdılar ve helikopterin burnuna gittiler. Gary'nin "Siktir, 18 00:01:45,063 --> 00:01:51,653 vuruldum" dediğini duydum. Onların kurtarma timi olmadığını anladım, 19 00:01:51,736 --> 00:01:58,451 sadece etrafı sarılmış olan iki askerdi. Bu durumda çok dayanamayacaktık. 20 00:01:58,535 --> 00:02:03,164 İnsan sesleri duyduk. Bizden değil gibilerdi. 21 00:02:03,248 --> 00:02:06,668 O an anladım ki ölüm yaklaşıyor. 22 00:02:09,921 --> 00:02:14,509 Kaza yerine koştuk. Amerikalılarla karşı karşıya kalmak 23 00:02:14,592 --> 00:02:20,849 için resmen dua ediyorduk. Çok öfkeliydik. Onlara yaklaşabilmek istiyorduk. 24 00:02:20,932 --> 00:02:26,020 Kaza yerine ulaşan ilk kişilerdendim. Hepsi öldü sanıyorduk. 25 00:02:26,104 --> 00:02:29,816 Sonra bir yaralı gördük. Amerikalı Denizcilerin, 26 00:02:29,899 --> 00:02:34,612 üniformasından giyiyordu, evet öyle bir üniformaydı. 27 00:02:38,616 --> 00:02:44,122 Teçhizatımı söküp aldılar. Burnumu, elmacık kemiğimi ve göz çukurumu kırdı. 28 00:02:45,540 --> 00:02:49,335 Ne yaptığını biliyordu. Bizi bombaladılar, akrabalarımı öldürdüler. 29 00:02:50,670 --> 00:02:56,718 Adamın teki, boynumdaki yeşil etiketi söktü ve "Korucu, 30 00:02:56,801 --> 00:03:02,891 Somali'de öleceksin" dedi. Bana yumuşak bir şeyle vurdu. 31 00:03:02,974 --> 00:03:09,397 O nesne mürettebattan birinin koluydu. Buna, inanamıyordum. 32 00:03:09,480 --> 00:03:12,483 Ben, buradan kurtulamayacağım 33 00:03:12,567 --> 00:03:15,486 öleceğim diye düşündüm. 34 00:03:17,822 --> 00:03:24,037 Çığlık attı, "Yardım edin, imdat" diye bağırdı. 35 00:03:24,120 --> 00:03:28,499 Gençlerden biri, onu vurmak istedi. 36 00:03:29,000 --> 00:03:32,128 Silahı onun elinden aldım. 37 00:03:32,212 --> 00:03:34,839 Onu ben kurtardım. 38 00:03:37,759 --> 00:03:42,055 Beni kaldırdılar. Bir kamyonun bagajına attılar. 39 00:03:42,138 --> 00:03:44,224 Ama hâlâ hayattaydım. 40 00:03:46,142 --> 00:03:49,896 Canını bağışlayarak Amerikalılardan daha iyi olduğumuzu gösterdik. 41 00:03:56,194 --> 00:04:01,491 KARA ŞAHİN DÜŞTÜ: MOGADİŞU MUHAREBESİ 42 00:04:02,617 --> 00:04:05,078 BİRİNCİ KAZA YERİ 43 00:04:08,248 --> 00:04:10,208 Bu biraz acıyacak. Tamam mı? 44 00:04:10,291 --> 00:04:11,793 Direnmeyi sürdürüyorduk, 45 00:04:11,876 --> 00:04:15,964 İlk Kara Şahin'in çakıldığı yerde bir kurtarma timi bekliyorduk. 46 00:04:16,047 --> 00:04:20,551 Yaralı Onbaşı Jamie Smith'e bakıyorduk, acil müdahaleye ihtiyacı vardı. 47 00:04:21,052 --> 00:04:22,262 Askerlerimizin durumu ağır. 48 00:04:22,845 --> 00:04:26,307 Kara kuvvetlerini bekliyoruz, onları en kısa zamanda sizin 49 00:04:26,391 --> 00:04:27,642 oraya sevk edeceğiz. 50 00:04:28,309 --> 00:04:29,477 Tek bildiğimiz şey, 51 00:04:29,560 --> 00:04:33,773 gelip bizi oradan çıkarabilmek için zırhlı bir konvoy oluşturduklarıydı. 52 00:04:34,899 --> 00:04:37,235 İKİNCİ KAZA YERİ 53 00:04:39,195 --> 00:04:41,155 KURTARMA KONVOYU 54 00:04:41,656 --> 00:04:46,119 Kuzeydeki kaza yerinde acil yaralılarım var. Tekrar ediyorum durumları acil. 55 00:04:47,495 --> 00:04:50,748 Kurtarma operasyonu için, şehre geri döndük. 56 00:04:50,832 --> 00:04:55,545 Çakılan ilk Kara Şahin'in etrafında saklanan ekiplerimiz vardı. 57 00:04:55,628 --> 00:04:56,671 Hazır olun. 58 00:04:56,754 --> 00:05:03,720 Şehirden çıktık ve anında bize sıkmaya başladılar. Artık başlamıştı, 59 00:05:05,263 --> 00:05:07,640 her yer karışmıştı. 60 00:05:14,022 --> 00:05:20,945 Benim de içinde bulunduğum birlik, yakınlardan geçen bir konvoyla karşılaştı. 61 00:05:22,739 --> 00:05:28,077 Sonra çatışmaya başladık. Onları vurarak konvoya 62 00:05:28,161 --> 00:05:30,872 zarar vermeyi başardık. 63 00:05:36,544 --> 00:05:40,006 Üzerimde yelek vardı. Buramdan vurulsam bile, 64 00:05:40,089 --> 00:05:43,468 hayatta kalırdım; yelek, mermiyi durdururdu. 65 00:05:43,551 --> 00:05:48,639 Kolumdan veya bacağımdan vurulsam, yüksek ihtimalle yine yaşardım; 66 00:05:48,723 --> 00:05:52,018 belki bir uzvumu kaybederdim, ama yaşardım. 67 00:05:52,101 --> 00:05:57,523 Boynumdan veya genital organlarımdan vurulacağım diye aklım çıkıyordu. 68 00:05:57,607 --> 00:06:01,527 Solumuzda, biraz uzakta yanan bir ateş görünüyordu. 69 00:06:01,611 --> 00:06:06,240 Tanrıya şükür oraya gitmiyoruz dedim kendi kendime. Ama araç 70 00:06:06,324 --> 00:06:09,535 döndü ve gideceğimiz yer, tam orası çıktı. 71 00:06:09,619 --> 00:06:12,538 “Ha siktir, bizi neler bekliyor?" Diye 72 00:06:12,622 --> 00:06:14,415 düşünmeye başladım. 73 00:06:14,916 --> 00:06:17,251 KURTARMA KONVOYU 74 00:06:21,964 --> 00:06:25,593 BİRİNCİ KAZA YERİ İKİNCİ KAZA YERİ 75 00:06:25,676 --> 00:06:27,512 SAIDO'NUN EVİ 76 00:06:29,222 --> 00:06:35,520 Araçları duyabiliyorduk. Bebeğimi emzirmeye çalışıyordum 77 00:06:35,603 --> 00:06:41,651 ancak emmiyordu. Korkunç bir durumun içinde kalmıştık. 78 00:06:41,734 --> 00:06:48,658 Somalili savaşçılar evimize saldırıp, resmen kurşun yağmuruna tutuyordu. 79 00:06:49,909 --> 00:06:56,833 Amaçları ise Amerikalıları ne pahasına olursa olsun öldürmekti. 80 00:06:58,543 --> 00:07:02,130 Somalililer her yönden bize saldırıyordu, 81 00:07:02,213 --> 00:07:05,967 ahşap panjurların arasından ateşe başladım. 82 00:07:06,050 --> 00:07:10,888 Asıl soru ilk kimin bize ulaşacağıydı. Bizim konvoy mu, 83 00:07:10,972 --> 00:07:13,558 yoksa Somalili askerler mi? 84 00:07:15,768 --> 00:07:20,022 Cephanemiz tükeniyordu. Suyumuz ve tıbbi malzememiz yoktu. 85 00:07:20,106 --> 00:07:21,649 İşimiz bitti dedim. 86 00:07:21,732 --> 00:07:25,278 Öleceğimizi düşündüm. Gerçekten çok korktum. 87 00:07:29,282 --> 00:07:34,454 Üzerimize yeterince milis sürerlerse, bir noktada buna karşı savunma yapamazdık. 88 00:07:34,537 --> 00:07:39,417 Kısacası "Hangi noktada hücum etmeye karar verirler?" Diye düşünüyordum. 89 00:07:40,168 --> 00:07:45,923 Oradan canlı çıkabileceğimi düşünmüyordum. Gerilmem için neden yoktu. 90 00:07:46,007 --> 00:07:49,677 İşin sonucu belliydi. O gece ölmeye hazırdım. 91 00:07:50,261 --> 00:07:51,471 Yardım nerede kaldı? 92 00:07:52,096 --> 00:07:55,892 O araçlar size ulaşsın diye elimden gelen her şeyi yaptım. 93 00:07:55,975 --> 00:08:01,606 Kurtarma ekibinin nerede olduğunu öğrenmek için telsizden konuşmayı sürdürüyorduk. 94 00:08:01,689 --> 00:08:05,067 Durumunuzu bildirebilir misiniz? Tıbbi malzemelerimiz tükeniyor. 95 00:08:05,151 --> 00:08:09,614 "Yoldalar, bunu biliyorum" diyerek 96 00:08:09,697 --> 00:08:16,621 kendimi avutuyordum. Onbaşı Smith'i rahatlatmaya çalışıyorduk. 97 00:08:17,705 --> 00:08:22,752 Korktuğu belliydi. Durumunun farkındaydı. 98 00:08:22,835 --> 00:08:29,759 Kan kaybını yavaşlatmak için elimizden geldiğince atardamarına bastırdık. 99 00:08:32,136 --> 00:08:39,060 Bir noktada telsizden anons geçtim. Onlara "Artık çok geç" dedim. 100 00:08:40,561 --> 00:08:43,940 Çoktan hayatını kaybetmişti. 101 00:08:44,023 --> 00:08:47,235 Biraz durabilir miyiz? 102 00:08:57,995 --> 00:09:02,542 Sokakta yaralılarımız vardı. Çok sayıda evin içinde kalan 103 00:09:02,625 --> 00:09:04,210 zayiatlarımız vardı. 104 00:09:05,795 --> 00:09:09,924 İnsanlar ölüyordu. Ekip lideri geldiğinde ona "Sence 105 00:09:10,007 --> 00:09:13,511 kurtulur mıyız?" diye sordum. Durup düşündü. 106 00:09:13,594 --> 00:09:17,598 Çok sürmeden bana "Bilmiyorum" dedi. "Bilmiyorum. " 107 00:09:19,892 --> 00:09:23,646 İki ihtimalden biri gerçekleşecekti. 108 00:09:23,729 --> 00:09:27,650 Ya savaşarak şehirden çıkacaktık ya da öldürülecektik. 109 00:09:36,450 --> 00:09:40,580 Çatışmanın şiddetlendiğini duyabiliyordum. 110 00:09:40,663 --> 00:09:47,587 Galiba küçük bir odadaydım ve dışarıda olup biten her şeyi göremiyordum. Orada, 111 00:09:48,713 --> 00:09:54,468 bana sorular soran bir sorgucu vardı. Beni bağladıktan sonra 112 00:09:54,552 --> 00:10:01,434 odayı terk etmişlerdi. İşte o zaman, durumumu değerlendirmeye başladım. 113 00:10:01,517 --> 00:10:05,980 Bacağımın ne kadar kötü bir durumda olduğunu 114 00:10:06,063 --> 00:10:09,066 fark ettim. O kadar şişmişti ki, 115 00:10:09,150 --> 00:10:13,613 genellikle oldukça bol olan çöl pantolonumun 116 00:10:13,696 --> 00:10:17,908 kumaşını geriyordu. Konvoyu duyabiliyordum. 117 00:10:17,992 --> 00:10:23,748 Bana doğru geldiklerini düşünüyordum. "Beni takip ettiler, 118 00:10:23,831 --> 00:10:29,128 ve bu bir kurtarma operasyonu" diye aklımdan geçirdim. 119 00:10:29,211 --> 00:10:35,843 İyi bir şey yaşanacağını sandım. Konvoy sürekli yaklaşmaya devam ediyordu. 120 00:10:36,344 --> 00:10:41,432 Eminim birazdan gelecekti. Sinyal veremeyecektim. 121 00:10:41,515 --> 00:10:43,976 Birdenbire yanımdan geçti 122 00:10:44,060 --> 00:10:45,686 gitti uzaklaşmaya 123 00:10:45,770 --> 00:10:50,983 başladı. Yani nerede olduğumu bilmiyorlardı. 124 00:10:55,905 --> 00:10:58,616 Hâlâ kaza yerine ulaşmaya çalışıyoruz. 125 00:11:00,785 --> 00:11:01,952 Hâlâ yoldaydık, 126 00:11:02,036 --> 00:11:07,416 nereye gittiğimizi ve neden sürekli sola sağa döndüğümüzü bilmiyordum; 127 00:11:07,917 --> 00:11:12,630 hiçbir fikrim yoktu. Sonunda kaza yerine ulaşmayı başardık. 128 00:11:13,339 --> 00:11:15,800 BİRİNCİ KAZA YERİ 129 00:11:17,134 --> 00:11:23,766 Dışarı bakınca sokağın iki tarafında da insanlar olduğunu gördüm. "Tamam, 130 00:11:24,350 --> 00:11:28,979 yardım geldi" diye düşünüyordum, iyi hissetmiştim. 131 00:11:29,063 --> 00:11:35,444 "Bizden daha büyük bir organizasyon geldi" diye düşünmüştüm ve bu 132 00:11:35,528 --> 00:11:37,405 beni rahatlatmıştı. 133 00:11:43,786 --> 00:11:47,957 O kurtarma ekibi adeta benim için gelmişçesine 134 00:11:48,040 --> 00:11:52,920 sevinmiştim. Geldikleri için, gerçekten çok mutluydum, 135 00:11:53,003 --> 00:11:56,048 nihayet bütün bu çile bitecekti. 136 00:11:57,466 --> 00:12:02,513 Herkes bu meselenin biteceğini düşünüyordu. Ama geciktiler. 137 00:12:02,596 --> 00:12:08,853 O helikopterin içinde sıkışıp kalan ve bu yüzden ölen son adamları oradan 138 00:12:08,936 --> 00:12:11,063 çıkarmaya çalışıyorlardı. 139 00:12:11,147 --> 00:12:16,110 Bütün bu insanların "Burada daha ne kadar kalacağız?" Diye 140 00:12:16,193 --> 00:12:20,906 düşündüğünü anlayabiliyordunuz. "Güneş doğduğunda neler 141 00:12:20,990 --> 00:12:23,159 göreceğiz?" diyorlardı. 142 00:12:25,327 --> 00:12:32,042 Gitmemiz gerekiyordu. Zaman çok önemliydi. Onbaşı Smith'i zırhlı araçlara koyduk, 143 00:12:33,002 --> 00:12:35,963 yaralılarımızı da götürecektik. 144 00:12:37,590 --> 00:12:38,591 Gidelim. 145 00:12:38,674 --> 00:12:44,388 "O araca kaç kişi sığar?" Diye bir espri vardır. Cevabı hep bir fazla. 146 00:12:44,472 --> 00:12:48,142 Ölüleri yukarıya, yaralıları da arkaya koyduk, 147 00:12:48,225 --> 00:12:51,103 yola çıkmaya hazırdık. Kapıyı açtım, 148 00:12:51,187 --> 00:12:53,564 kolu çektim ve aracın çok dolu 149 00:12:53,647 --> 00:12:55,983 olduğunu gördüm. Dopdoluydu. 150 00:12:56,776 --> 00:12:57,818 Bize yer yoktu. 151 00:12:59,487 --> 00:13:02,907 O araca birini daha sokamayacaktık, kapı zor kapandı. 152 00:13:04,742 --> 00:13:09,914 Bütün o sekiz kilometrelik yolu koşmamız gerektiği söylendi. Şaka sandım. 153 00:13:10,414 --> 00:13:14,335 Harika, yine başlıyorduk, resmen boku yemiştik. Olaya bak. 154 00:13:16,295 --> 00:13:23,260 Ateş eden silahların sayısı artmıştı. Ateş altında koşacaktım. Ha siktir. 155 00:13:24,470 --> 00:13:28,974 Başka yol yoktu. Sokaklarda olacak herkes 156 00:13:29,058 --> 00:13:31,852 ölümüne susamış demekti. 157 00:13:40,027 --> 00:13:46,408 Çatışma nedeniyle okuldan kaçıyordum. Okuldan çıplak ayak kaçmak 158 00:13:46,492 --> 00:13:51,247 zorunda kalmıştım. Üzerimde helikopter uçuyordu. 159 00:13:51,330 --> 00:13:58,087 O helikopter asla uzun süreliğine gitmiyordu, sürekli yön değiştirip 160 00:13:58,170 --> 00:14:04,176 bir o yöne bir bu yöne gidiyordu. Yere fazla yaklaşıyordu. 161 00:14:07,096 --> 00:14:14,019 Neye ateş ettiklerini bilmeden, gelişigüzel ateş ediyorlardı. 162 00:14:15,145 --> 00:14:21,193 Helikopter çok alçaldığında siper alırdım çünkü o helikopterin aslında beni 163 00:14:21,277 --> 00:14:24,738 takip ettiğine inanıyordum. Git-gel yapar ve geri döndüğündeyse, 164 00:14:24,822 --> 00:14:26,991 etrafı tarardı. 165 00:14:41,171 --> 00:14:46,385 Eve girdim, ve her odayı teker teker dolanıp aradım. 166 00:14:46,468 --> 00:14:51,849 Didik didik aradıktan sonra evin boş olduğunu gördüm. 167 00:15:00,399 --> 00:15:03,193 Ailemin öldüğüne emin olmuştum. 168 00:15:12,578 --> 00:15:19,501 Evden ayrıldığımda umutsuzluğa kapıldım. Annemi bulamıyordum. 169 00:15:21,962 --> 00:15:28,761 Dışarı çıktığımda bir umut belirtisi veya hayatta kalan birini bulma 170 00:15:32,139 --> 00:15:34,558 peşinde değildim. 171 00:15:34,642 --> 00:15:41,607 Helikopter beni de diğerleri gibi öldürene kadar dışarıda hıçkıra hıçkıra 172 00:15:45,819 --> 00:15:52,743 ağlamak istedim. Hayata dair bütün umudumu kaybetmiştim, 173 00:15:54,578 --> 00:16:01,251 bugün öleceğim diye düşünüyordum, hayatım sona erecekti. 174 00:16:04,713 --> 00:16:08,509 Bütün gece ateş ettiler, güneş doğmaya başlıyordu. 175 00:16:08,592 --> 00:16:10,719 “Hassiktir, yeniden başlıyoruz, 176 00:16:10,803 --> 00:16:12,972 her şey daha da ilginçleşecek" 177 00:16:13,055 --> 00:16:14,390 moduna girmiştim. 178 00:16:18,811 --> 00:16:23,524 "Zırhlı araçların tamamı doldu" anonsu geçildi. Plana göre biz, 179 00:16:23,607 --> 00:16:28,070 zırhlı araçlara yan taraflarında ilerleyerek eşlik edecektik. 180 00:16:28,153 --> 00:16:31,156 İlerleyin! Hadi hadi! 181 00:16:32,116 --> 00:16:33,617 Yapacağımız şey, 182 00:16:33,701 --> 00:16:40,624 bu zırhlı araçlar hemen yanımızda giderken üsse kadarki yol boyunca ilerlemekti. 183 00:16:42,710 --> 00:16:49,550 Onları, düşmana karşı siper olarak kullanacaktık. 184 00:16:49,633 --> 00:16:56,515 İlk kavşağa vardığımız anda ise, konvoy bir an bile durmadı. 185 00:16:57,975 --> 00:17:01,020 İlerlemeye devam etti. 186 00:17:07,026 --> 00:17:10,946 Zırhlı araçlar gitmişti. Resmen, "Kurşunlar için endişelenmeyin, 187 00:17:11,030 --> 00:17:12,489 bu iş bizde" dercesine. 188 00:17:15,284 --> 00:17:17,703 Planın boka sardığı durumlardan biriydi. 189 00:17:20,998 --> 00:17:25,210 Dün geçtiğim sokağa geri dönmüştüm, geriye gidiyordum, 190 00:17:25,294 --> 00:17:29,048 geldiğimizi duyuran bu araçları takip ediyordum. 191 00:17:29,131 --> 00:17:33,052 Bir araç sesi duyunca pencereden bakıp, bizi görüp bize sıkıyorlardı. 192 00:17:33,135 --> 00:17:37,347 Bu iş asla bitmeyecek diyorduk. 193 00:17:38,849 --> 00:17:44,563 Başından sonuna kadar o savaşın içindeydim. Silahım hiç soğumadı. 194 00:17:44,646 --> 00:17:48,609 Ne zaman onlara ateş etsek ya da o Amerika'lı 195 00:17:48,692 --> 00:17:53,697 askerlerden birini indirmeyi başarsak, gaza geliyorduk. 196 00:17:56,658 --> 00:17:59,036 Bir kavşaktan geçebilmiştik. 197 00:17:59,119 --> 00:18:05,334 Duvar boyunca ilerlemeyi sürdürürken sanki biri sırtıma sopayla vurdu. 198 00:18:05,417 --> 00:18:07,711 Hem de beyzbol sopasıyla. 199 00:18:11,715 --> 00:18:15,928 Biri "Lanet olsun!" Dedi. Caddenin karşısında Randy Ramaglia, 200 00:18:16,011 --> 00:18:17,721 "Vuruldum!" diye bağırdı. 201 00:18:19,848 --> 00:18:25,813 Elimi, yeleğime soktum ve bir çıkış deliği, aradım. Çıkış deliği yoktu. 202 00:18:25,896 --> 00:18:30,609 Nefes alırken, hırıltı duymaya başlamayı bekliyordum. 203 00:18:30,692 --> 00:18:33,946 Sıhhiye, sokağın karşısından durumumun 204 00:18:34,029 --> 00:18:38,951 ne olduğunu sordu. Ben de ona "iyiyim" işareti verdim ama 205 00:18:39,034 --> 00:18:45,666 iyi miyim hiç bilmiyordum doğrusu. O esnada bildiğim tek şey, koşabildiğimdi. 206 00:18:45,749 --> 00:18:48,794 Yaralı da olsak savaşmaya devam. 207 00:18:53,173 --> 00:18:58,470 İnsan ölürse her şey biter, perdeler kapanır. Ama eğer yaralıysanız, 208 00:18:58,554 --> 00:19:01,473 hâlâ umut vardır, çünkü hayattasınız. 209 00:19:04,935 --> 00:19:11,358 Buramdan vurulmuştum, size göstereyim. Delik işte burada. Çatışmada vurulmak, 210 00:19:11,441 --> 00:19:17,364 ya da bu yüzden acı çekmek önemli değildi. Savaşta olur böyle şeyler. 211 00:19:17,447 --> 00:19:21,118 Ya biz onları vuracaktık, ya da onlar bizi, 212 00:19:21,201 --> 00:19:23,745 vuracaktı. Başka yolu yoktu. 213 00:19:25,539 --> 00:19:27,207 Durmadan koşmaya devam ettik. 214 00:19:31,628 --> 00:19:37,301 Nihayet bizi oradan çıkaracak olan araçlara ulaşmıştık. 215 00:19:37,384 --> 00:19:43,223 Biri gelip beni yakaladı ve bir Humvee'nin içine itti. Gazı köklediler. 216 00:19:44,099 --> 00:19:47,853 Kelimenin tam anlamıyla, sokaktan en son çıkanlardandık. 217 00:19:49,021 --> 00:19:52,983 En korkutucu anlardan biri o zırhlının içinde olduğumuz andı. 218 00:19:55,110 --> 00:19:57,571 Arkada bize ateş eden herkese sıkıyordum. 219 00:19:58,739 --> 00:20:01,283 Artık dönüyorduk, üsse dönecektik. 220 00:20:10,792 --> 00:20:14,296 Yola çıktığımızda şehir bana bir önceki günkü 221 00:20:14,379 --> 00:20:19,635 hâlinden, çok daha farklı görünüyordu. Bir önceki güne göre değişen 222 00:20:19,718 --> 00:20:24,431 tek şey benim bakış açımdı. O gün sadece çirkin görünüyordu. 223 00:20:24,514 --> 00:20:25,641 Çok çirkindi. 224 00:20:43,242 --> 00:20:46,578 Evin enkazı üstüme düşmüştü. 225 00:20:46,662 --> 00:20:53,585 Resmen resmen bütün o molozların arasında mahsur kalmıştım. Ağzımdan kan geliyordu. 226 00:20:56,630 --> 00:21:03,387 Kızım Ifrah bana seslendi ve, "Hiçbir şey göremiyorum anne" dedi. 227 00:21:04,054 --> 00:21:10,978 Ayrıca kardeşinin de cevap vermediğini söyledi. Gözleri kanıyordu. 228 00:21:11,812 --> 00:21:18,485 "Artık göremiyor musun?" Diye sordum. Hayır dediğinde ağladım. 229 00:21:18,986 --> 00:21:25,117 Oğullarımın öldüğünü söylediler. En büyük evladım, 230 00:21:25,200 --> 00:21:29,871 yanındaki kardeşi ve kocam öldürülmüştü. 231 00:21:29,955 --> 00:21:34,960 Diğer dört evladım ise bu olaylar nedeniyle 232 00:21:35,043 --> 00:21:39,214 yaralanmıştı. Ifrah, babasını sordu. 233 00:21:39,298 --> 00:21:45,887 Babasının öldüğünü söylediler. "Amerikalılar öldürdü" dediler. 234 00:21:46,388 --> 00:21:50,475 Ifrah, Amerikalıların da ölmesini 235 00:21:50,559 --> 00:21:55,480 ve gözlerinin çıkarılmasını istedi. 236 00:22:10,454 --> 00:22:16,918 Ben o sabah erkenden kalkmıştım. Hayatımı kaybetmekten korkuyordum. 237 00:22:17,919 --> 00:22:22,632 Fakat, yine dışarı çıkmam gerektiğinin 238 00:22:22,716 --> 00:22:28,847 de farkındaydım. Ya çatışmalar devam ediyordu, 239 00:22:28,930 --> 00:22:33,685 ya da artık güvenliydi. Görmeliydim. 240 00:22:35,729 --> 00:22:38,190 BİRİNCİ KAZA YERİ 241 00:22:43,737 --> 00:22:49,910 Bisikletimden indim. Kameramı aldım, kayıt tuşuna bastım. 242 00:22:54,247 --> 00:22:58,210 Allahu ekber! Allahu ekber! 243 00:23:00,754 --> 00:23:05,926 Herkes kamera karşısına geçmeye çalışıyordu. 244 00:23:06,009 --> 00:23:12,099 Yaşananları anlatmak istiyorlardı. Çok mutlulardı. 245 00:23:18,647 --> 00:23:20,065 Allahu ekber! 246 00:23:21,149 --> 00:23:24,528 Çakılan helikopterin üzerinde zıplayıp duruyorlardı. 247 00:23:24,611 --> 00:23:28,240 İnsanlar gerçekten mutluydu, "Amerikalıları yendik" diye 248 00:23:28,323 --> 00:23:29,658 kutlama yapıyorlardı. 249 00:23:30,242 --> 00:23:32,577 Siktir git Amerika! 250 00:23:36,706 --> 00:23:40,085 Amerika'ya lanet olsun! 251 00:23:42,712 --> 00:23:46,508 "Kazandık" diyorlardı. "Zafer bizimdir" diye konuşuyorlardı. 252 00:24:00,772 --> 00:24:02,732 Korucu'ysanız da sizi yeneceğiz! 253 00:24:02,816 --> 00:24:06,903 Amerikalılar, gidin! Defolun gidin buradan! Hadi! 254 00:24:15,412 --> 00:24:21,168 Kayıt alırken bir kadının "Bakın!" Dediğini 255 00:24:21,251 --> 00:24:26,631 duydum. "Bakın!" dedi. Dönüp baktığımda, 256 00:24:26,715 --> 00:24:33,638 ölü bir Amerikalının cesedine baktıklarını anladım. Bir askerdi. Bedenini 257 00:24:36,725 --> 00:24:43,523 gördüğümde gerçekten şoke oldum. İnsanlar o kadar öfkeliydi ki, 258 00:24:45,192 --> 00:24:52,115 bazen cesede basıp duruyorlardı. Bunun hakkında denecek, 259 00:24:52,824 --> 00:24:59,414 herhangi bir şey yoktu. Derhal oradan çıkıp alanı terk etmek 260 00:25:00,957 --> 00:25:07,881 istedim, ama işimi yapmak zorundaydım. Yaptıkları yanlıştı. 261 00:25:08,757 --> 00:25:15,680 Ölülere mutlaka saygı duymanız gerekir, düşmanınız olsalar dahi. 262 00:25:17,641 --> 00:25:24,314 Bunu yaparkenki amacım, Dünya'ya Somali'de yaşananların 263 00:25:25,106 --> 00:25:32,030 neler olduğunu göstermekti. Sabah olduğunda havalimanına gittim. 264 00:25:33,782 --> 00:25:40,705 Her sabah mutlaka Nairobi'ye giden bir uçak olurdu. Üç kaset gönderdim. Hepsini 265 00:25:44,501 --> 00:25:50,799 aynı gün yayınladılar. Bu görüntülerin her şeyi 266 00:25:50,882 --> 00:25:54,844 değiştireceğini biliyordum! 267 00:25:57,472 --> 00:25:59,641 ABD KORUCU ÜSSÜ 268 00:26:01,810 --> 00:26:05,397 Sonunda hangara dönmüştük. Ekipmanlarımızı bıraktık. Birden, 269 00:26:05,480 --> 00:26:09,276 oradaki herkes hangarın içinde televizyonun 270 00:26:09,359 --> 00:26:12,028 olduğu arka köşeye, koşmaya başladı. 271 00:26:15,282 --> 00:26:17,200 Merhaba, ben Angela Robinson. 272 00:26:17,284 --> 00:26:21,496 Ben de Morris Jones. Somali'deki yardım görevinin 273 00:26:21,580 --> 00:26:23,415 bedeli hızla artıyor. 274 00:26:23,498 --> 00:26:29,588 50 ila 75 kişilik bir kalabalık vardı. Neler olduğunu görmek için oraya gittik. 275 00:26:29,671 --> 00:26:32,549 Sizi uyarıyoruz, bu rapordaki bazı fotoğraflar 276 00:26:32,632 --> 00:26:34,009 son derece çarpıcıdır. 277 00:26:34,092 --> 00:26:39,097 Ve, televizyonda bir Amerikan askeri, sokaklarda sürükleniyordu. 278 00:26:44,144 --> 00:26:47,230 Onu halatlarla çektiler ve üzerinde tepindiler. 279 00:26:51,276 --> 00:26:55,363 Hangardaki herkes çok şaşkındı, bazıları televizyona bağırıyordu. 280 00:26:55,447 --> 00:26:59,451 "Bu ne lan?" Diyorlardı, ortalık resmen bir sirke, dönmüştü. 281 00:26:59,534 --> 00:27:01,911 Yaşananlara gerçekten inanamıyordum. 282 00:27:04,372 --> 00:27:08,877 Somalililer düşürülen helikopterlerden birinin üzerinde kutlama yaptı. 283 00:27:09,419 --> 00:27:16,134 Dünya sadece bunu görmüyordu bu insanların bir cesedin üstünde kutlama yapmasını 284 00:27:16,718 --> 00:27:22,140 da görüyordu. Daha da önemlisi, o bizden biriydi. Bizdendi. 285 00:27:25,060 --> 00:27:28,772 Gerçekten iğrenç bir görüntüydü. Daha da vahimi, 286 00:27:28,855 --> 00:27:31,691 ölenlerin aileleri bunu görebilirdi. 287 00:27:38,323 --> 00:27:43,536 Gary'yle evlendiğimde, bu birimin anlamı hakkında 288 00:27:43,620 --> 00:27:49,793 bir fikrim yoktu, bir tür özel kuvvet olduğunu biliyordum. 289 00:27:49,876 --> 00:27:56,508 Eşler bu bilgiye sahip olamıyordu. Somali'ye gitmesinden önce, 290 00:27:56,591 --> 00:28:03,473 bir yere gideceğine dair fikrim yoktu. Nereye gittiğini veya görev 291 00:28:03,556 --> 00:28:10,480 icabı gittiğini söylememişti, "Bir yolculuğa çıkacağım" demişti. 292 00:28:10,563 --> 00:28:17,529 Birkaç ay geçti ve Somali'deki muharebede kaybolduğu söylendi, Somali nasıl bir yer, 293 00:28:19,698 --> 00:28:25,245 düşünmeye çalıştım. "Muharebede kaybolmak" terimini, 294 00:28:25,328 --> 00:28:32,001 Vietnam'da duymuşsunuzdur. Bunu kabullenemiyordum, aklıma yatmıyordu. 295 00:28:32,794 --> 00:28:39,217 Sonra televizyonu açtım, açtığım kanalda haberler vardı. 296 00:28:39,300 --> 00:28:45,724 Sokaklarda sürüklenen bedenleri gördüm. İnsanların nasıl bu kadar, 297 00:28:45,807 --> 00:28:52,063 acımasız olabildiğini, aklım bir türlü almıyordu doğrusu. 298 00:28:52,147 --> 00:28:57,861 Korkunçtu. O sırada, televizyona bakmayı sürdürerek, 299 00:28:57,944 --> 00:29:02,031 sürüklenen cesetler arasında onu tanıyıp 300 00:29:02,115 --> 00:29:06,703 tanıyamayacağımı, çözmeye çalıştım. 301 00:29:12,208 --> 00:29:16,838 O noktada insanların nasıl bulunamadığını hiç anlamıyorum. 302 00:29:16,921 --> 00:29:21,718 Benimle gidip gelenleri biliyorum. Kimler kayıp? Ve neredeler? 303 00:29:22,218 --> 00:29:27,807 "Falanca nerede?" "Peki o nerede? "Onlardan haber aldınız mı?" 304 00:29:27,891 --> 00:29:33,813 gibi sorular soruldu. ”Griz öldü." dedim, "Peki Earl'ün durumu ne, 305 00:29:33,897 --> 00:29:40,528 yaralanmıştı" diye sorduklarında da "Earl başından vuruldu ve öldü" dedim. 306 00:29:40,612 --> 00:29:46,534 Ne olduğunu bilmiyordum. Hastanede tedavi gören birçok asker vardı, 307 00:29:46,618 --> 00:29:49,913 sayıları neredeyse 100'e dayanıyordu. 308 00:29:49,996 --> 00:29:55,543 "Bu düşündüğümden de kötü bir yaralı sayısı" diye düşünüyordum. 309 00:29:55,627 --> 00:30:00,215 Araçlar kan ve kum doluydu, çamaşır suyu kokuyordu. 310 00:30:00,298 --> 00:30:03,218 Her yerde kurşun delikleri vardı. 311 00:30:03,301 --> 00:30:10,183 Çöp torbalarında bize gönderilen ceset parçaları olduğunu duydum. Öfkelendik. 312 00:30:10,266 --> 00:30:14,145 Çok öfkelendik, bunu yapanlar insan olamazdı. 313 00:30:14,229 --> 00:30:16,314 Öfkeden kuduruyordum. 314 00:30:19,108 --> 00:30:21,778 İnsanlar, olanları gördükten sonra neredeyse 315 00:30:21,861 --> 00:30:23,404 kontrolü kaybediyordu. 316 00:30:26,324 --> 00:30:31,079 Hangara döndüğümüzde ilk görevde yakaladığımız 317 00:30:31,579 --> 00:30:37,752 mahkûmları topladılar. Onları toplayıp bir köşeye koydular, 318 00:30:37,836 --> 00:30:44,759 önemli bir hedefi alıp ayrı bir odaya kapattılar ve gidip başında nöbet 319 00:30:45,635 --> 00:30:51,391 tutmamı istediler. O adamın yüzünü hâlâ hatırlıyorum, 320 00:30:51,474 --> 00:30:58,147 saçı sakalı bembeyazdı. Yaşlıydı. Çelimsizdi. Adama gözümü diktim, 321 00:30:58,648 --> 00:31:05,446 saçma sapan bir senaryoydu. Birbirimizin dilinden anlamıyoruz. 322 00:31:05,530 --> 00:31:11,911 Birbirimizi sevmediğimiz de belliydi. Onu öldürecek miydim, 323 00:31:11,995 --> 00:31:18,167 ikimiz de merak ediyorduk. İlk düşüncem onu bıçaklamaktı. 324 00:31:18,251 --> 00:31:25,174 Bunu yapma fikri sürekli aklıma geliyordu. Adamı öldürme planı yapıyordum. 325 00:31:26,384 --> 00:31:33,308 Bunu yapmayı gerçekten istedim. Odadaki adam o gün gerçekten şanslıydı, 326 00:31:34,183 --> 00:31:37,186 onu öldürsem yeriydi. 327 00:31:42,734 --> 00:31:45,862 Hepimiz aldığımız haberlerle sarsılmıştık. 328 00:31:45,945 --> 00:31:49,157 Sonra kimlerin kayıp olduğunu belirlediler, 329 00:31:49,240 --> 00:31:53,119 Gary, Randy ve Durant kayıptı. "Hâlâ hayattalar mı?" 330 00:31:53,202 --> 00:31:54,871 diye merak ediyorduk. 331 00:32:02,754 --> 00:32:09,010 Büromda oturuyordum. Video montaj sürecindeydim. 332 00:32:09,093 --> 00:32:15,892 Aydid'le irtibatı olduğunu bildiğim biri kapımda belirdi. Bana gelip "Ahmed, 333 00:32:19,187 --> 00:32:26,027 bir Amerikalı bulduk. Bir asker, ve onu hapse attık. Acaba, 334 00:32:26,903 --> 00:32:33,826 gelip bizi çeker misin?" diye sordu. Ona "Evet" cevabı verdim. 335 00:32:34,786 --> 00:32:41,084 Uluslararası gazetecilerin oraya gitme yetkisi 336 00:32:41,167 --> 00:32:48,091 yoktu. Fakat benim bir şansım vardı. Kameramı aldım ve onunla gittim. 337 00:32:50,259 --> 00:32:56,391 Ölmekten korkuyordum. Sonra, evin içine girdik. 338 00:32:56,474 --> 00:33:00,520 İçeride beyaz tenli biri vardı. 339 00:33:00,603 --> 00:33:02,021 Oturuyordu. 340 00:33:02,105 --> 00:33:07,068 Yüzünden, korktuğu belli oluyordu. 341 00:33:11,364 --> 00:33:12,323 Hangi ordudansın? 342 00:33:12,907 --> 00:33:13,700 ABD. 343 00:33:15,243 --> 00:33:16,285 Korucu musun? 344 00:33:16,869 --> 00:33:19,664 Hayır. Korucu değilim. 345 00:33:21,082 --> 00:33:26,045 Üzerinde, yeşilimsi bir tişört vardı. Gözleri mosmor olmuş. 346 00:33:27,964 --> 00:33:30,717 Astsubayım. Adım Mike Durant. 347 00:33:33,720 --> 00:33:37,724 Beni, ağırlığımı omurgamdan uzak tutacağım şekilde dayadılar. 348 00:33:37,807 --> 00:33:41,811 Fakat hâlâ çektiğim acıyla uğraşıyordum. 349 00:33:46,649 --> 00:33:49,485 Beni getiren adam ona sorular soruyordu. 350 00:33:51,571 --> 00:33:52,447 Nerelisin? 351 00:33:53,364 --> 00:33:54,490 Amerikalıyım. 352 00:33:57,201 --> 00:34:04,125 Bir tuzağa düşmüştüm. Ne yapmalıydım? Cevap vermeli miydim? Ölmeye değmezdi. 353 00:34:04,208 --> 00:34:07,670 "Ben bir Kara Şahin Pilotuyum" dedim, 354 00:34:09,672 --> 00:34:11,132 Bir Kara Şahin pilotuyum. 355 00:34:12,258 --> 00:34:14,886 "Hangi Ordudansın? Nerede doğdun?" 356 00:34:15,386 --> 00:34:16,387 ABD'de. 357 00:34:16,471 --> 00:34:20,641 Ben alıkoyan bu ekip, siyasi olarak işlerine 358 00:34:20,725 --> 00:34:24,854 yarayacak birkaç şey, söyletmeyi amaçlıyordu, 359 00:34:24,937 --> 00:34:31,319 ekip birkaç kişiden oluşuyordu. Beni manipüle edip söylememem gereken 360 00:34:31,402 --> 00:34:34,697 şeyleri söyletmeye çalışıyorlardı. 361 00:34:35,823 --> 00:34:39,660 Bu operasyonun nasıl gittiğini düşünüyorsun? 362 00:34:39,744 --> 00:34:43,081 Bu operasyon… Sence bu operasyon… 363 00:34:44,415 --> 00:34:48,086 -Onlara dedim ki: Ben bir askerim. -Ben bir askerim, emirleri uygularım. 364 00:34:48,169 --> 00:34:54,008 Sonra başka bir soruya geçtiler ve uğraşmaya devam ettiler. Soru şuydu. 365 00:34:54,509 --> 00:34:56,344 Masum insanları öldürüyor musun? 366 00:34:58,596 --> 00:35:03,476 Ne söylememi istedikleri gayet açıktı. Benden, "Amerikalılar, 367 00:35:03,559 --> 00:35:07,605 masum Somalilileri öldürüyor. Ülkeyi ele geçireceğiz." 368 00:35:07,688 --> 00:35:10,900 dememi bekliyorlardı. Bunlar doğru değildi. 369 00:35:10,983 --> 00:35:15,488 Yani bunları söylemeyecektim; peki bunu yapmadan kendimi nasıl 370 00:35:15,571 --> 00:35:17,615 hayatta tutabilecektim? 371 00:35:19,242 --> 00:35:21,452 Masumları öldürmek, doğru değildir. 372 00:35:22,995 --> 00:35:28,918 O son kelime ağzımdan çıktığı an, kamerayı kapatıp gidiverdiler. 373 00:35:32,588 --> 00:35:37,426 Sadece işimi yapmaya çalışıyordum. Ben bir kameramandım. 374 00:35:37,510 --> 00:35:41,722 Fakat, benim, kasetim, bütün dünyayı değiştirdi. 375 00:35:42,223 --> 00:35:45,351 İyi akşamlar. Bu gece Somali'de bir Amerikan askeri, 376 00:35:45,434 --> 00:35:48,187 belki de birkaç Amerikan askeri rehin tutuluyor. 377 00:35:48,271 --> 00:35:51,691 Korkmuş ve kanlar içinde kalmış bu esir, kendini esir alanlarca 378 00:35:51,774 --> 00:35:53,067 videoya kaydedilmiş. 379 00:35:54,152 --> 00:35:55,403 Bir Kara Şahin pilotuyum. 380 00:35:55,486 --> 00:36:00,408 Onlara oldukça sert bir uyarıda bulunduk. Onlara bir şey olması hâlinde, 381 00:36:00,491 --> 00:36:02,118 Amerika Birleşik Devletleri, 382 00:36:02,201 --> 00:36:06,497 bu konuyu ciddi bir şekilde ele alıp gerekli adımları atacak. 383 00:36:07,456 --> 00:36:13,504 Michael'ı, gördüğümü hatırlıyorum. Hemen karısını düşünmüştüm. 384 00:36:13,588 --> 00:36:16,799 Acaba o sırada neler hissediyordu? 385 00:36:19,093 --> 00:36:22,597 Bu açıklamayı kocama ulaşması umuduyla yapıyorum. 386 00:36:22,680 --> 00:36:26,726 Joey ve benim iyi durumda olduğumuzu bilmesini istiyorum. 387 00:36:26,809 --> 00:36:30,813 Joey yürümeye başlamadan önce gelmen için seni bekliyor, 388 00:36:30,897 --> 00:36:35,526 babasının da ilk adımlarını görmesini istiyor. Kendine dikkat et. 389 00:36:35,610 --> 00:36:38,571 Bizim için endişelenme. Biz iyi olacağız. 390 00:36:40,281 --> 00:36:44,660 Gerçekten endişelenmiş olmalı. 391 00:36:45,912 --> 00:36:51,459 Ona neler olacağı ve travmalar onu endişelendirmiştir. 392 00:36:51,959 --> 00:36:58,758 Ardından belki Gary, ehm, hâlâ hayattadır diye düşünmeye başladım. 393 00:37:11,729 --> 00:37:16,817 Evdeydim, bir arabanın yanaştığını duyduk. 394 00:37:16,901 --> 00:37:23,824 Arkamı döndüğümde üniformalı iki adamın indiğini gördüm. Bunun tek anlamı vardı. 395 00:37:26,702 --> 00:37:33,334 Kötü haber geliyordu. Aniden kafamı başka yöne çevirdim, 396 00:37:33,834 --> 00:37:40,132 bunu görmezden gelmeyi düşündüm. Belki gerçek değildi. 397 00:37:40,216 --> 00:37:47,139 Belki de bir kâbustu. Gary'nin bedeninin bulunduğunu söylediler. 398 00:37:48,099 --> 00:37:55,022 Ben durmadan onlara yumruk savurdum. Bunun doğru olmaması için yalvardım. 399 00:37:59,986 --> 00:38:02,822 Annene bak bakalım. Merhaba de. 400 00:38:02,905 --> 00:38:05,366 Ian, oltanın ucuna solucan mı koyuyorsun? 401 00:38:05,449 --> 00:38:06,284 Evet. 402 00:38:08,202 --> 00:38:14,583 İşte böyle. Babası ve oğlu. Evet. İşte yine gidiyorlar. 403 00:38:17,837 --> 00:38:21,799 Altı yaşına yeni basmış bir çocuğa ne söylerdiniz? 404 00:38:21,882 --> 00:38:25,845 Böyle bir şeyi nasıl açıklardınız? 405 00:38:25,928 --> 00:38:31,392 Haydi çek Ian. Acele et, bir balık yakaladın! Aa, vay canına, 406 00:38:31,475 --> 00:38:36,939 gel de annene göster bakalım. Harika! 407 00:38:37,023 --> 00:38:43,988 Bir anne olarak bu acıyı dindirmek için yapabileceğim bir şey yoktu. 408 00:38:46,282 --> 00:38:53,247 Belki de Gary'nin vefatı Michael Durant'in hayatını kurtarmıştır. 409 00:38:54,957 --> 00:38:57,835 Bu beni rahatlatıyor. 410 00:39:01,005 --> 00:39:06,010 Mike'ın hâlâ hayatta olup esir düştüğünü öğrendiğimizde tek düşündüğüm, 411 00:39:06,093 --> 00:39:09,972 eğer bir şey yapacaksak bunun Aydid'i yakalamak değil, 412 00:39:10,056 --> 00:39:13,225 Mike Durant'ı kurtarmak olması gerektiğiydi. 413 00:39:13,893 --> 00:39:17,521 Düşünmeye başlamıştık. "Bunu yapacak mıyız?" Diye düşünüyorduk, 414 00:39:17,605 --> 00:39:21,233 insanlar bir araca atlayıp onu dört bir yanda aramaya gitmeye hazırdı. 415 00:39:21,317 --> 00:39:23,652 Bize söylenen tek şey, "Yerlerinizde kalın. 416 00:39:23,736 --> 00:39:25,363 Bir şey yapmıyorsunuz" Oldu. 417 00:39:26,655 --> 00:39:29,575 İyi akşamlar, Somali'de bir ateşkes teklifinden 418 00:39:29,658 --> 00:39:32,828 söz ediliyor. Savaş lordu Mohamed Farah Aydid barış 419 00:39:32,912 --> 00:39:35,247 önerisini kabul edeceğini ifade ediyor. 420 00:39:37,750 --> 00:39:40,669 Birleşik Devletler temsilcisi Robert Oakley, 421 00:39:40,753 --> 00:39:45,716 Mogadişu'daki gününün büyük bir bölümünü Somali'deki krize siyasi bir çözüm 422 00:39:45,800 --> 00:39:47,259 arayarak geçirdi. Kaynaklar, 423 00:39:47,843 --> 00:39:52,473 Oakley'nin Mohamed Farah Aydid'in klan liderleriyle bir araya geldiğini, 424 00:39:52,556 --> 00:39:55,476 ve esir alınan Michael Durant'ın bırakılması 425 00:39:55,559 --> 00:40:00,022 karşılığında Aydid'in tutuklama emrinin kaldırılacağına inanıyor. 426 00:40:03,526 --> 00:40:09,448 Evet, o gün uyandığımda, bir tür hareketlenme fark ettim. 427 00:40:09,532 --> 00:40:14,286 Her şey çok farklıydı. Sonra Kızıl Haç'ın doktoru 428 00:40:14,370 --> 00:40:21,335 geldi ve bana morfin verdi. İşte o zaman kendimi saldım gördüklerimin 429 00:40:21,419 --> 00:40:27,550 bir rüya olmadığını anladım. Sonra beni bir sedyeye koydular. 430 00:40:27,633 --> 00:40:31,429 Sokağa çıktık, her yer kamera doluydu. 431 00:40:31,512 --> 00:40:35,433 Beni bir aracın arkasına bindirdiler. Yola çıktık, 432 00:40:35,516 --> 00:40:39,437 neredeyse araçtan kayıyordum 433 00:40:39,520 --> 00:40:42,481 çünkü çok hızlı gidiyordu. 434 00:40:42,982 --> 00:40:45,484 Astsubay Michael Durant 11 günlük esaretinin 435 00:40:45,568 --> 00:40:47,111 ardından serbest bırakıldı. 436 00:40:47,611 --> 00:40:51,866 Pilotun pek çok kemiği kırılsa da Somalili haydutlar onun cesaretini kıramadı. 437 00:40:52,366 --> 00:40:54,827 Birleşmiş Milletler yerleşkesine vardık. 438 00:40:59,832 --> 00:41:02,710 Özgürlük hiç böyle güzel olmamıştı. Haydi içelim. 439 00:41:05,004 --> 00:41:09,133 Yerleşkenin içine girip tanıdık insanlar tanıdık simalar gördüğümde, 440 00:41:09,216 --> 00:41:13,512 bunun bir illüzyon olmadığını, gerçekten kurtulduğumu anladım. 441 00:41:14,680 --> 00:41:18,267 Askerî helikopter pilotu Mike Durant, kahraman gibi karşılandı. 442 00:41:19,643 --> 00:41:23,272 Michael Durant evine dönüyor. Astsubay Durant, 443 00:41:23,355 --> 00:41:28,944 ailesine kavuşup yaralarını sarabileceği için gerçekten çok mutluyuz. 444 00:41:31,864 --> 00:41:38,704 Sonra Washington DC'ye götürüldüm, orada bana Mor Kalp madalyası verildi. 445 00:41:38,787 --> 00:41:42,666 İnsanların dışarı çıkıp serbest bırakılmamı 446 00:41:42,750 --> 00:41:46,170 kutladığını görmek, beni çok etkiledi. 447 00:41:46,253 --> 00:41:53,010 Bu çilenin benim için de ailem için de bittiğini bilmek çok rahatlatmıştı. 448 00:41:53,093 --> 00:41:57,973 Merak ettiğim tek şey, görevin ne durumda olduğuydu. 449 00:42:02,228 --> 00:42:05,898 Hepimiz oturmuş, bundan sonra ne olacağını merak ediyorduk. 450 00:42:05,981 --> 00:42:08,609 Ne yapacaktık, başka göreve gidecek miydik? 451 00:42:09,318 --> 00:42:13,405 İşte o zaman Başkan Clinton'ın görevi iptal ettiğini öğrendik. 452 00:42:14,198 --> 00:42:15,324 Bilmelisiniz ki, 453 00:42:15,407 --> 00:42:19,828 Somali'deki görevi durduruyoruz ancak bunu istikrarlı bir amaç 454 00:42:19,912 --> 00:42:21,705 doğrultusunda yapacağız. 455 00:42:23,791 --> 00:42:24,875 Bill Clinton, 456 00:42:24,959 --> 00:42:30,631 nihayet askerlerini Somali toprağından çekmeye karar verdi ve General 457 00:42:31,131 --> 00:42:34,051 Aydid'den ateşkes talebinde bulundu. 458 00:42:37,054 --> 00:42:40,724 Somali'deki Amerikan birlikleri toparlanıp evlerine dönüyor. 459 00:42:41,225 --> 00:42:44,478 Somali'deki son askerler bugün ülkeden ayrıldı, 460 00:42:44,562 --> 00:42:47,606 gitmelerinden 16 ay sonra 120 askeri taşıyan 461 00:42:47,690 --> 00:42:50,568 son uçak Delaware'a doğru yola çıktı. 462 00:42:53,279 --> 00:43:00,202 Hâlâ savaşabilecek olan bizler oradan gitmek istemedik. Kalmak istiyorduk. 463 00:43:03,789 --> 00:43:08,752 Arkadaşlarım öldü ve çekilecek miyiz? Bir sürü can yitmişti. 464 00:43:08,836 --> 00:43:14,300 Zamanımızı ve onların hayatını boşa harcamışlardı. Çok kızmıştım. 465 00:43:14,383 --> 00:43:16,093 Sinirden deliye döndüm. 466 00:43:20,639 --> 00:43:25,144 Halkımıza olanlar beni rahatsız etmişti. Savaşa devam etmeliydik. 467 00:43:45,164 --> 00:43:52,087 Ama iktidar başka türde bir karar aldı. Biz de verilen karara uyduk. Evet. 468 00:43:58,135 --> 00:44:04,433 Affedersiniz. Evet, öylece bırakıp gitmemiz 469 00:44:05,684 --> 00:44:12,524 beni rahatsız ediyor, ama hayatımıza devam etmemiz gerekiyordu. 470 00:44:16,737 --> 00:44:18,906 Buna mecburduk. 471 00:44:23,077 --> 00:44:24,912 3 EKİM 1993'TE 472 00:44:24,995 --> 00:44:29,500 18 AMERİKALI ASKER ÖLDÜRÜLDÜ VE 84'Ü YARALANDI 473 00:44:30,709 --> 00:44:33,337 ÖLDÜRÜLEN SOMALİLİLERİN SAYISI TARTIŞMALIDIR 474 00:44:33,420 --> 00:44:37,966 TAHMİNLER 300 İLA 500 ÖLÜ VE 1000 YARALI ARASINDA DEĞİŞMEKTEDİR 475 00:44:42,888 --> 00:44:47,393 Amerika Birleşik Devletleri biz süper gücüz dese de, 476 00:44:47,476 --> 00:44:50,729 kendilerinden utanmaları gerekiyordu. 477 00:44:51,522 --> 00:44:55,984 Sürekli bu savaşta ölen 20 askerlerini vurguluyorken, 478 00:44:56,068 --> 00:45:00,989 onlar sokakta gördükleri her Somali'liyi öldürmekle meşguldü. 479 00:45:06,787 --> 00:45:09,873 3 Ekim, Amerikalılar için trajik bir gündü, 480 00:45:09,957 --> 00:45:15,254 ancak bizim için de karanlık bir gün sayılırdı. Yaşananları hatırlayınca, 481 00:45:15,337 --> 00:45:19,550 başım birden ağrımaya başlıyor. Geride acı dolu hatıralar, 482 00:45:19,633 --> 00:45:24,847 ve çok büyük bir kin duygusu bıraktı. Amerikalılardan nefret ediyorum. 483 00:45:30,853 --> 00:45:35,524 Gördüğüm şey gerçekten yürek parçalayıcıydı. 484 00:45:35,607 --> 00:45:42,489 Yaşananlar beni tamamen etkiledi. 3 Ekim ve 4 Ekim tarihlerinde, 485 00:45:42,573 --> 00:45:49,496 gözlerimle ve kameramla görmüş olduğum, bütün bu vahşetten sonra bir daha 486 00:45:50,539 --> 00:45:56,044 asla kameramanlık yapmadım. Kalbim kaldırmıyor artık. 487 00:45:56,545 --> 00:45:59,006 Bu çok fazlaydı. Evet. 488 00:46:11,185 --> 00:46:16,398 Ölüm ayrı acı, ama kızımın gözlerini kaybetmesi 489 00:46:16,482 --> 00:46:21,570 beni mahvetti. Gözlerini kaybetmek kadar kötü 490 00:46:21,653 --> 00:46:28,577 başka hiçbir şey yoktur. Ifrah'ı ne zaman görsem gözlerim doluyor. 491 00:46:29,161 --> 00:46:36,084 O sürekli bir yerlere takılıp düşüyor. Neyse ki çok şükür hayatta. 492 00:46:36,668 --> 00:46:38,504 Ufacık çocuktu. 493 00:46:46,553 --> 00:46:53,393 Evet, böyle dümdüz tut. Ooo, bu ne tür bir balık Ha? 494 00:46:55,687 --> 00:46:59,149 Oğlum Ian babası, Gayi'ye benziyor. 495 00:46:59,233 --> 00:47:03,904 Gözlerinde aynı şefkati görüyorum. Ian bir gün, 496 00:47:03,987 --> 00:47:09,451 beni aradı "Anne, galiba Korucu Birliği'ne katılacağım" 497 00:47:09,535 --> 00:47:11,703 dedi. "Bunun olacağını 498 00:47:11,787 --> 00:47:17,292 biliyordum” dedim. Ian babasının izinden gitmeyi seçti. 499 00:47:17,793 --> 00:47:23,048 Hadi oğlum. Aferin sana. Gel oğlum, haydi gel. Aferin aferin oğlum. 500 00:47:24,675 --> 00:47:28,178 İlk görevine gidişinde çok zorlandım. 501 00:47:28,262 --> 00:47:35,102 Kendimi rahatlatmak için "Bu iki kere yaşanamaz" dedim. Olamazdı. Dahası, 502 00:47:35,185 --> 00:47:39,481 Ian birkaç kez, gerçekten kıl payı kurtulmuştu 503 00:47:39,565 --> 00:47:44,528 diyebilirim. Babasının onun koruyucu meleği olduğuyla 504 00:47:44,611 --> 00:47:47,072 avunmalıydım. Mecburdum. 505 00:47:53,912 --> 00:47:56,498 Gerçekten güzel bir kızdı. 506 00:47:56,582 --> 00:48:03,505 Roketler ve helikopterin düşmesi nedeniyle oluşan dumanı ve tozu içine çekmişti. 507 00:48:04,673 --> 00:48:09,511 Bunlar bir bebeğin dayanabileceği şeyler değildi. 508 00:48:09,595 --> 00:48:14,308 O kadar hastalanmıştı ki öleceğini düşünmüştüm. 509 00:48:14,391 --> 00:48:20,898 Ama Rabbim onun canını bağışladı. Büyüyüp çok güzel bir kız oldu. 510 00:48:20,981 --> 00:48:26,778 Büyükannesinin adı Amina'ydı, ve kızım Korucularla yapılan 511 00:48:26,862 --> 00:48:33,785 savaşın yaşandığı gün doğdu. Bu yüzden adını Korucu Amina koyduk. 512 00:48:46,214 --> 00:48:52,679 Evimi boş bulduğumda, gerçekten çok korkmuştum. 513 00:48:52,763 --> 00:48:59,269 Geriye bir tek ben kaldım sanmıştım. Annemi gördüğümde, gördüğüm kişinin, 514 00:49:01,855 --> 00:49:08,779 gerçekten o olduğuna inanamamıştım. Ama sonra onu tanıdım ve hemen birbirimize 515 00:49:11,990 --> 00:49:18,914 sarıldık. Gerçekten rahatladım. Annem herkesin iyi olduğunu söylediğinde, 516 00:49:21,416 --> 00:49:26,713 çok mutlu olmuştum. Anneme yeniden kavuşmam, 517 00:49:27,214 --> 00:49:32,678 benim için gerçekten, çok çok değerliydi. 518 00:49:40,811 --> 00:49:47,693 Sizi savaşa gidin diye eğitiyorlar. Ama savaştan sonrası için eğitmiyorlar. 519 00:49:47,776 --> 00:49:51,655 Beni bunun için kesinlikle eğitmediler. 520 00:49:51,738 --> 00:49:56,535 Sağlıklı bir durum değil ve sizi asla bırakmayacak. 521 00:49:56,618 --> 00:50:00,872 Tanrı "Öldürmeyeceksin" der ama ben öldürdüm. 522 00:50:00,956 --> 00:50:06,795 İnsanları düşünmeyi bırakamıyorsunuz, ve bu sizi öldürüyor. 523 00:50:13,176 --> 00:50:16,888 Birçok kez daha göreve gittim, ama şunu anladım ki, 524 00:50:16,972 --> 00:50:22,394 askeri kariyerimin geri kalanında görmüş olduğum hiçbir şey, 1993 yılında, 525 00:50:22,477 --> 00:50:25,731 Mogadişu'da gördüklerime asla yaklaşamazdı. 526 00:50:32,738 --> 00:50:39,494 Somali'de bulunmakla övünenlerle tanıştım ve "Hayır bulunmadınız" dedim. 527 00:50:39,578 --> 00:50:46,334 Oraya gitmiş olanlar gerçekten çok az kişiden oluşuyordu, dahası, 528 00:50:46,418 --> 00:50:51,715 çok az kişi orada yaşananlar hakkında konuşabilirdi. 529 00:50:59,806 --> 00:51:03,268 Burası onlar için savaş alanı olsa da benim evimdi. 530 00:51:08,440 --> 00:51:12,444 Amacım ve birinci önceliğim, 531 00:51:12,527 --> 00:51:16,573 çocuklarımıza neler yaşandığını göstermemiz 532 00:51:16,656 --> 00:51:23,330 gereken tarihi kaydetmek. Buraya gelip bizimle savaşan onlardı. 533 00:51:23,830 --> 00:51:30,796 Hatta bu savaşın kurbanı olmayı bile başardılar. Evet, onlar da kurbandı. 534 00:51:34,758 --> 00:51:41,264 Bunu zihninizden ayırmalısınız, belki de bir gün kafayı yiyebilirim, 535 00:51:41,348 --> 00:51:46,812 hiçbir fikrim yok. Fakat bunlar mesleğimin bir parçasıydı. 536 00:51:46,895 --> 00:51:51,191 O gün yaptıklarımı arkadaşlarım için yaptım. 537 00:51:52,275 --> 00:51:56,279 Bu hayatımda hem iyi hem de kötü bir olaydı. 538 00:51:56,363 --> 00:52:02,285 Yapmakla gurur duyduğum şeyler var, ama yaparken üzüntü duyduğum, 539 00:52:02,369 --> 00:52:04,788 bazı şeyler de var. Dahası, 540 00:52:04,871 --> 00:52:08,959 hayatta bazı şeylerin asla çözülemeyeceğini 541 00:52:09,042 --> 00:52:13,171 fark ettim. Bununla, yaşamayı öğreniyorsunuz. 542 00:52:21,763 --> 00:52:28,061 MOHAMED FARRAH AİDİD 1995 YILINDA KENDİSİNİ SOMALİ CUMHURBAŞKANI İLAN ETTİ. 543 00:52:28,812 --> 00:52:33,775 MUHALİF KLANLAR ONUN BAŞKANLIĞINI REDDETTİ. 544 00:52:34,359 --> 00:52:39,322 ERTESİ YIL, SİYASİ RAKİPLERİYLE GİRDİĞİ ÇATIŞMALARDA VURULARAK HAYATINI KAYBETTİ. 545 00:52:40,073 --> 00:52:44,953 SOMALİ'DEKİ İÇ SAVAŞ GÜNÜMÜZDE DE DEVAM ETMEKTEDİR. 546 00:52:45,787 --> 00:52:48,832 Bu yapım, Amerikalı ve Somalili kişilerin yaşadıklarından oluşmaktadır. 547 00:52:48,915 --> 00:52:50,458 BM eliyle Somali'ye konuşlandırılan ve 548 00:52:50,542 --> 00:52:54,504 iki tarafın bakış açısından da anlatılacak daha pek çok anı vardır.