1 00:00:06,043 --> 00:00:11,203 Medeniyet tarihini gözler önüne serdiğimiz ödül kazanması muhtemel bu yapımda, 2 00:00:11,283 --> 00:00:13,923 atalarımızın, tıpkı Carol teyzem gibi 3 00:00:14,003 --> 00:00:17,163 nasıl ani bir ruhsal uyanış etkisi altına girdiğini görmüştük. 4 00:00:17,243 --> 00:00:20,123 Carol gibi onlar da heyecan verici gurulara biat etti. 5 00:00:20,803 --> 00:00:23,123 Ama en azından onlar, kocalarından ayrılmadı. 6 00:00:23,203 --> 00:00:26,843 Hiçbiri Galler'e gidip sekiz kadınla bir çiftliğe tıkışmadı. 7 00:00:26,923 --> 00:00:29,243 Bundan daha fazla söz edemeyeceğim 8 00:00:29,323 --> 00:00:33,083 çünkü Kuzey Galler Emniyetinin soruşturması devam ediyor. 9 00:00:33,163 --> 00:00:35,723 Hoşgörü ve bağışlayıcılığa dair dini mesajlar, 10 00:00:35,803 --> 00:00:39,323 insanların yüzyıllar boyunca it dalaşına girmesine yol açtığı için 11 00:00:39,403 --> 00:00:42,243 dünyamız da sonsuza dek değişmiş oldu. 12 00:00:42,323 --> 00:00:44,883 Ancak dünyanın ufku açılmak üzereydi. 13 00:00:44,963 --> 00:00:49,003 Sonra da farklı ve yüce bir çağrı uğruna tekrar dağılacaktı. 14 00:00:49,083 --> 00:00:52,363 İnsanoğlu için Rönesans çağı başlıyordu. 15 00:00:52,443 --> 00:00:54,443 Hem de Rönesans'la. 16 00:00:54,523 --> 00:00:58,243 İşte burada, bugün bile kullandığımız bu gezegende. 17 00:00:58,323 --> 00:01:01,603 Yani ışık saçan bir uzay kayası olan Dünya'da. 18 00:01:14,643 --> 00:01:18,203 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: RÖNESANS TELEVIZYONDAN YAYINLANMAYACAK 19 00:01:19,683 --> 00:01:24,483 Sene 1440. Şimdi değil ama o zamanki 1440. 20 00:01:24,563 --> 00:01:26,763 Yeni bir icat, ihtimaller ormanının altında 21 00:01:26,843 --> 00:01:29,643 bir ateşin kıvılcımını yakmak üzereydi. 22 00:01:30,523 --> 00:01:33,323 Yüzyıllar önce Çinliler matbaayı icat etmişti. 23 00:01:33,403 --> 00:01:35,723 Ama Avrupa'dakiler buna hiç ilgi göstermedi. 24 00:01:35,803 --> 00:01:37,723 Ta ki matbaa tekrar icat edilene kadar. 25 00:01:37,803 --> 00:01:40,363 Bu, Alman Johann "Steve" Gutenberg'ün marifetiydi. 26 00:01:40,443 --> 00:01:43,283 Gutenberg'ün matbaası, Çin'inkini saymazsak 27 00:01:43,363 --> 00:01:45,283 tarihte türünün ilk örneğiydi. 28 00:01:45,363 --> 00:01:50,283 Matbaanın icadı, herhangi önemli bir şeyi değiştirdi mi? 29 00:01:50,363 --> 00:01:53,043 Gutenberg, matbaayı icat etmeseydi, 30 00:01:53,123 --> 00:01:56,523 ki düşüncelerin tüm dünyaya ulaşması bu sayede mümkün oluyor, 31 00:01:56,603 --> 00:02:00,763 kültürümüzün gelişimi daha farklı şekilde gerçekleşirdi. 32 00:02:00,843 --> 00:02:04,683 Yani pek çok açıdan, dünyamızı şu anki durumuna getirdi diyebilirim. 33 00:02:04,763 --> 00:02:07,603 Önem anlayışınız bu mu yani? 34 00:02:08,643 --> 00:02:12,523 Gutenberg'ün matbaasıyla basılan ilk kitap İncil oldu. 35 00:02:12,603 --> 00:02:14,802 Fakat Tanrı'nın kelamını yaymanın yanı sıra 36 00:02:14,883 --> 00:02:17,043 bilim insanlarının, filozofların 37 00:02:17,123 --> 00:02:19,963 ve nihayetinde Dan Brown'ın kelamını da yaymayı başardı. 38 00:02:20,043 --> 00:02:21,283 DA VİNCİ'NİN ŞİFRESİ 39 00:02:22,323 --> 00:02:24,123 Yeni kitap yazmak uzun süren bir şey. 40 00:02:24,203 --> 00:02:26,483 Bu yüzden insanlar, matbaalara iş çıksın diye 41 00:02:26,563 --> 00:02:28,403 zamanda geri giderek 42 00:02:28,483 --> 00:02:31,323 yeniden piyasaya sürülecek kitap arayışına giriştiler. 43 00:02:32,083 --> 00:02:33,883 Antik Yunan felsefesi 44 00:02:33,963 --> 00:02:37,723 işte bu şekilde yeniden moda olup akılları baştan aldı. 45 00:02:37,803 --> 00:02:42,523 O dönem çoğu insanın hayatı, Martin dayımınki gibi zorlu ve sıkıcıydı. 46 00:02:42,603 --> 00:02:45,843 Tek hobileri hamallık yapmak, vebadan ölmek 47 00:02:45,923 --> 00:02:47,283 ve işkence görmekti. 48 00:02:47,363 --> 00:02:50,483 Onlar için hayat bundan ibaretti. 49 00:02:51,523 --> 00:02:54,003 Antik Yunan felsefesi okumak, 50 00:02:54,083 --> 00:02:56,723 bize sıkıcı geldiği kadar onlara sıkıcı gelmiyordu. 51 00:02:56,803 --> 00:03:01,403 Hatta tam tersine, kendilerine olan bakış açılarını değiştiren bir deneyimdi. 52 00:03:01,483 --> 00:03:04,643 Tıpkı, Arkadaşım Paul'ün beş tane ketaminli kek yedikten sonra 53 00:03:04,723 --> 00:03:06,403 televizyondaki hayvanlarla 54 00:03:06,483 --> 00:03:09,163 telepatik iletişim kurabildiğini sanması gibi. 55 00:03:09,243 --> 00:03:12,963 Ama Paul kendi iyiliği için akıl hastanesine kaldırılırken 56 00:03:13,043 --> 00:03:16,723 atalarımız dünyayı değiştirmeye karar verdiler. 57 00:03:21,643 --> 00:03:23,003 Burası Floransa. 58 00:03:23,083 --> 00:03:26,803 Ama İtalyanlar, turistler bulamasın diye buraya Firenze diyor. 59 00:03:26,883 --> 00:03:30,563 Ama Floransa olduğu kesin çünkü biz, İngiliz haritasından kontrol ettik. 60 00:03:31,643 --> 00:03:34,883 Floransa, günümüzde gereksiz bir bina yığını gibi görünebilir. 61 00:03:34,963 --> 00:03:37,763 Ama 15. yüzyılda, eşi benzeri görülmemiş 62 00:03:37,843 --> 00:03:41,923 sanatsal ve kültürel bir fenomenin merkeziydi. 63 00:03:42,003 --> 00:03:44,523 "Röne-sos" neydi? 64 00:03:44,603 --> 00:03:47,243 16. yüzyıla ait bir nevi ketçap mıydı? 65 00:03:47,323 --> 00:03:51,123 Rönesans, Fransızca renaissance kelimesinden geliyor. 66 00:03:51,203 --> 00:03:55,483 Naissance, doğum demektir. Yani yeniden doğum gibi. 67 00:03:55,563 --> 00:03:57,323 Yani sos falan değil, öyle mi? 68 00:03:57,883 --> 00:03:59,643 Bildiğim kadarıyla değil. 69 00:03:59,723 --> 00:04:02,363 O zamanlar ne çeşit soslar kullanıyorlardı? 70 00:04:02,443 --> 00:04:04,683 Bu, aşçılık tarihine giren bir alan. 71 00:04:04,763 --> 00:04:08,203 Ancak ben, sos tarihine pek hâkim değilim. 72 00:04:08,283 --> 00:04:10,123 Yani siz sosçu değil misiniz? 73 00:04:10,203 --> 00:04:12,523 Ağırlıklı olarak değilim. 74 00:04:14,523 --> 00:04:17,403 Bu röportajı baştan bir daha düşünmemiz gerekecek. 75 00:04:18,163 --> 00:04:19,803 Rönesans döneminde 76 00:04:19,883 --> 00:04:23,083 Floransa, tarihte ilk kez, 77 00:04:23,163 --> 00:04:26,923 bakmaya değer tablolar yapabilen sanatçılar yetiştirdi. 78 00:04:27,002 --> 00:04:31,603 En yetenekli usta ressamlardan biri Botticelli'ydi. 79 00:04:31,683 --> 00:04:33,403 Peki, bu tablo nedir? 80 00:04:33,483 --> 00:04:37,003 Bu, Alessandro Botticelli'nin Venüs'ün Doğuşu tablosu. 81 00:04:37,083 --> 00:04:40,363 Rönesans'ın en görkemli tablolarından biridir. 82 00:04:40,443 --> 00:04:44,203 Venüs'ün doğuşunun gerçekten böyle göründüğünden emin miyiz? 83 00:04:44,283 --> 00:04:49,323 Bir nevi mitolojik bir figür tasvir ediyor, aslında bir metafor gibi. 84 00:04:49,403 --> 00:04:51,883 Yani bir tanrıçanın doğumundan çok 85 00:04:51,963 --> 00:04:55,523 vücut buluşunu tasvir ediyor. 86 00:04:55,603 --> 00:04:57,083 Boynu epey uzun. 87 00:04:57,163 --> 00:05:01,123 Zürafa kırması mı yoksa ressam boyun çizemiyor muydu? 88 00:05:04,443 --> 00:05:05,963 Boynu… 89 00:05:06,043 --> 00:05:10,203 Ressamın boynu uzatması, güzelliği sembolize eden bir unsur. 90 00:05:10,283 --> 00:05:11,883 Burada bir hata buldum. 91 00:05:11,963 --> 00:05:14,363 Bakın, adam üflüyor ve kadının saçı uçuşuyor. 92 00:05:14,443 --> 00:05:18,123 Ama sağdaki ağaçlara baksanıza. Sıfır hareket. Sıfır rüzgâr. 93 00:05:18,203 --> 00:05:22,923 Bence bu insanlar photoshop'lanmış. Hepsi sahte. 94 00:05:23,603 --> 00:05:27,963 Diğer tanınmış ressamlar üç boyutlu tablolar veya heykeller üretti. 95 00:05:28,043 --> 00:05:31,483 Bunun en meşhur örneği de, 96 00:05:31,563 --> 00:05:35,083 Michelangelo'nun Davut'u olarak bilinen bu çırılçıplak adamdır. 97 00:05:35,163 --> 00:05:38,563 Mermer hayalarını gördüğünüzde yaşadığınız şaşkınlık geçtiğinde 98 00:05:38,643 --> 00:05:40,603 heykelin geri kalanının 99 00:05:40,683 --> 00:05:43,523 inanılmaz miktarda detay dolu olduğunu görebilirsiniz. 100 00:05:43,603 --> 00:05:46,563 Gözlerinin içinde göz bebekleri var. Tıpkı Furby'ler gibi. 101 00:05:46,643 --> 00:05:49,963 Kasları da oldukça detaylı. Baklavalarına bir bakın. 102 00:05:50,043 --> 00:05:52,363 Spor salonlarının boş iş olduğunu kanıtlıyor. 103 00:05:52,443 --> 00:05:55,243 O zaman spor salonu yoktu ama bakın, ne kadar da kaslı. 104 00:05:55,323 --> 00:05:58,483 Ayrıca ellerinin üstünde, parmaklarına heykel kanı taşıyan 105 00:05:58,563 --> 00:06:01,123 gerçekçi damarlar da var. 106 00:06:01,203 --> 00:06:04,243 Ancak detaylara bu kadar özen gösterilmiş olmasına rağmen, 107 00:06:04,323 --> 00:06:07,723 arka tarafını incelediğimizde anüsünün olmadığını görüyoruz. 108 00:06:07,803 --> 00:06:09,923 Çok şaşırtıcı bir eksiklik. 109 00:06:10,003 --> 00:06:12,283 Belki de heykeltıraş utandı 110 00:06:12,363 --> 00:06:15,643 ya da o gün model erken ayrıldı ya da gerçekten anüsü yoktu. 111 00:06:15,723 --> 00:06:17,403 Cevabı bilemiyoruz. 112 00:06:19,163 --> 00:06:22,203 Rönesans'ın tartışılmaz ustası, 113 00:06:22,283 --> 00:06:25,683 Leonardo da Vinci olarak bilinen bir insandı. 114 00:06:27,603 --> 00:06:29,683 Bu, Vitruvius Adamı. 115 00:06:29,763 --> 00:06:34,643 Leonardo'nun 1490'larda yaptığı bir çizim. 116 00:06:34,723 --> 00:06:36,523 Amacı nedir? 117 00:06:38,323 --> 00:06:39,723 Ne sebeple çizilmiş? 118 00:06:39,803 --> 00:06:44,563 Bunu çizmesinin nedeni, Leonardo'nun insan vücudunun orantısını 119 00:06:44,643 --> 00:06:49,963 nasıl çizileceğini öğrenmek istemesiydi. 120 00:06:50,043 --> 00:06:53,803 Aletini siz de görüyorsunuz değil mi? Ben hayal görmüyorum yani? 121 00:06:54,843 --> 00:06:57,283 İç çamaşırlı versiyonu var mı bunun? 122 00:06:57,363 --> 00:06:59,763 Hayır, yok. 123 00:06:59,843 --> 00:07:03,323 Bunda bir sorun görmemiş mi yani? Biraz ayıp ama değil mi? 124 00:07:03,403 --> 00:07:05,083 Hayır, ayıp değil. 125 00:07:05,163 --> 00:07:11,243 Çünkü sonuçta bu, insan vücudunun güzelliği. 126 00:07:11,323 --> 00:07:14,323 Şu pipiye baksanıza. Buna güzel diyemezsiniz. 127 00:07:16,923 --> 00:07:18,403 Bir bakın ya. 128 00:07:18,483 --> 00:07:22,883 Leonardo ayrıca, zamanının çok ötesindeki icat çizimleriyle de 129 00:07:22,963 --> 00:07:24,723 sayısızca defter doldurdu. 130 00:07:24,803 --> 00:07:26,203 Bu nedir? 131 00:07:26,763 --> 00:07:31,083 Bu bir uçma mekanizması. Bir nevi helikopter gibi. 132 00:07:31,163 --> 00:07:33,203 Pek ikna edici görünmüyor. 133 00:07:33,283 --> 00:07:34,563 Arkadaşım Paul de 134 00:07:34,643 --> 00:07:38,283 nişanlısının evcil yılanı için yürüyüş bandı icat etmişti. 135 00:07:38,363 --> 00:07:41,563 Onun eskizleri bile bundan daha ikna ediciydi. 136 00:07:41,643 --> 00:07:43,443 Üstelik Paul'ün mantardan kafası iyiydi. 137 00:07:43,523 --> 00:07:46,643 Gerçi prototip, yılanın kafasını koparmıştı. 138 00:07:47,403 --> 00:07:48,683 Evet. 139 00:07:48,763 --> 00:07:52,083 Bulunduğum doğum günü partileri içinde en kötü sonla biten buydu. 140 00:07:52,963 --> 00:07:54,643 İcatları bir yana, 141 00:07:54,723 --> 00:07:58,323 günümüzde Da Vinci aslında resimleriyle biliniyor. 142 00:07:58,403 --> 00:08:04,043 Bu Mona Lisa, dünyamızda ve bu duvarda var olan hakiki bir tablo. 143 00:08:04,123 --> 00:08:07,763 İnsanları bu tabloya çeken asıl şey Mona Lisa'nın gizemli karakteri. 144 00:08:07,843 --> 00:08:11,723 Her kadın gibi, onun da aklından geçenleri tahmin edemiyoruz. 145 00:08:11,803 --> 00:08:14,923 Sadece ona bakmak bile kafada bir sürü soru oluşturuyor. 146 00:08:15,003 --> 00:08:17,723 Bu kadın kim? Neye gülümsüyor? 147 00:08:17,803 --> 00:08:22,483 Bacaklarının arasında balon mu var? Eğer varsa, rengi ne? 148 00:08:22,563 --> 00:08:25,083 Erkek arkadaşı var mı? Adamın adı nedir? 149 00:08:25,163 --> 00:08:28,363 Adamın bacaklarının arasında ne var? Bunu nasıl öğrenebiliriz? 150 00:08:28,443 --> 00:08:30,283 Cevap şu ki öğrenemeyiz. 151 00:08:30,363 --> 00:08:33,643 İşte bu yüzden insanlar her yıl 152 00:08:33,723 --> 00:08:35,923 buraya gelip, ona bakıp merak ediyor. 153 00:08:36,003 --> 00:08:38,323 Sonra vazgeçip evlerine dönüyorlar. 154 00:08:38,403 --> 00:08:41,163 "Güzel görünmekle beraber, Da Vinci'nin eseri 155 00:08:41,243 --> 00:08:45,283 o dönemin çığır açan teknikleriyle bir ustalık sergiliyordu." yazıyor burada. 156 00:08:45,363 --> 00:08:46,962 Rönesans'tan önce 157 00:08:47,043 --> 00:08:51,563 diğer insanların yaptığı tablolar eğri büğrü, iki boyutlu tablolardı. 158 00:08:51,643 --> 00:08:54,403 Çünkü ressamların perspektif algısı yoktu. 159 00:08:54,483 --> 00:08:57,683 Tıpkı TGI Friday's'deki garsonu muzlu turtasını düşürdüğü için 160 00:08:57,763 --> 00:08:59,803 yumruklayan arkadaşım Paul gibi. 161 00:08:59,883 --> 00:09:05,123 İsa'nın görkemli bir çay partisi verdiği 14. yüzyıl tablosuna bakalım. 162 00:09:05,203 --> 00:09:08,523 Boyutlar tamamen yanlış. Oda sıkışmış vaziyette. 163 00:09:08,603 --> 00:09:12,443 Yani olay, karton kolinin üstünde yaşanıyormuş gibi görünüyor. 164 00:09:12,523 --> 00:09:14,563 İsa'nın boyu diğerlerinin iki katı, 165 00:09:14,643 --> 00:09:17,843 yani bazı öğrencilerle fazla samimi bir akşam yemeği yiyor gibi. 166 00:09:17,923 --> 00:09:19,243 Kötü bir imaj. 167 00:09:19,323 --> 00:09:21,643 Peki şunlar nedir? Kâse mi, deniz kabuğu mu? 168 00:09:21,723 --> 00:09:25,483 Bu kötü bir zanaatkârlık örneği. Tam anlamıyla rezalet. 169 00:09:25,563 --> 00:09:27,203 Müzeye bile olmamalı. 170 00:09:27,283 --> 00:09:31,163 Fakat Da Vinci'nin aynı anı resmettiği tablosunda durum farklı. 171 00:09:31,243 --> 00:09:34,083 Perspektif olayını tamamen çözmüş. 172 00:09:34,163 --> 00:09:37,763 Son Akşam Yemeği tablosundaki duvarlara ve masaya bir bakın. 173 00:09:37,843 --> 00:09:39,163 Tablonun içine girip 174 00:09:39,243 --> 00:09:42,283 İsa'ya ihanet edebilirmişsiniz gibi hissettiriyor. 175 00:09:42,363 --> 00:09:46,443 Sanatta perspektif, insanlık için büyük bir dönüm noktasıydı. 176 00:09:46,523 --> 00:09:50,163 Yüzyıllar sonra Crash Bandicoot'un yayımlanması kadar önemliydi. 177 00:09:50,243 --> 00:09:53,083 Rönesans'ın, medeniyet için çok önemli bir olay olduğunu 178 00:09:53,163 --> 00:09:54,483 kimse inkâr edemez. 179 00:09:54,563 --> 00:09:58,723 Ancak ne kadar önemli olduğu, uzmanların karar verebileceği bir şey. 180 00:09:58,803 --> 00:10:01,643 Size göre hangisi kültürel olarak daha değerli? 181 00:10:01,723 --> 00:10:06,123 Rönesans mı, Beyoncé'nin "Single Ladies" şarkısı mı? 182 00:10:07,363 --> 00:10:11,243 İkisinin de kendine has bir dönemi ve kendine has bir zamanı var. 183 00:10:12,683 --> 00:10:14,523 Ben de Beyoncé'yi pek bir beğenirim. 184 00:10:14,603 --> 00:10:18,523 Ama Rönesans, kültürü tümden değiştirmeye çalışıyordu. 185 00:10:18,603 --> 00:10:21,843 Beyoncé ne yaparsa yapsın, bu kadar iddialı değildir bence. 186 00:10:21,923 --> 00:10:26,923 Yani birkaç heteroseksüel beyaz adam, Beyoncé'yi ezip geçti mi diyorsunuz? 187 00:10:27,003 --> 00:10:29,283 Kameranın önünde hem de? 188 00:10:31,723 --> 00:10:34,963 Rönesans ufkumuzu genişletmiş olabilir 189 00:10:35,043 --> 00:10:38,563 ama insanları eğitecek bunun gibi programlar olmadığı için 190 00:10:38,643 --> 00:10:42,883 içinde yaşadığımız dünya konusunda insanların çoğu hâlâ cahildi. 191 00:10:42,963 --> 00:10:44,523 Orta Çağ'da yaşayan bir köylüye 192 00:10:44,603 --> 00:10:47,283 "Amerika nerede?" diye sorsanız size bomboş bakardı. 193 00:10:47,363 --> 00:10:49,243 Ya da daha kötüsü, veba bulaştırırdı. 194 00:10:49,843 --> 00:10:52,723 Çünkü onlara göre dünya haritası böyle gözüküyordu. 195 00:10:52,803 --> 00:10:54,923 Şimdiye kadar buldukları ülkelerin çoğu, 196 00:10:55,003 --> 00:10:57,363 birbirine karışmış vaziyette resmedilmişti. 197 00:10:57,443 --> 00:10:59,963 Amerika bunların arasında yoktu bile. 198 00:11:00,723 --> 00:11:02,723 Ancak tüm bunları bir kişi değiştirdi. 199 00:11:02,803 --> 00:11:06,323 İtalyan gemici ve dedektif, Kristof Kolomb. 200 00:11:06,403 --> 00:11:08,843 Kolomb eğer haritanın sınırına yelken açarsa 201 00:11:08,923 --> 00:11:11,523 Pac-Man gibi diğer tarafta belireceğini düşündü. 202 00:11:11,603 --> 00:11:15,683 Hindistan'a kestirme bir yol olurdu, peşine düşen hayaletlerden de kurtulurdu. 203 00:11:15,763 --> 00:11:17,563 Çok riskli bir işti. 204 00:11:17,643 --> 00:11:20,403 Eğer Kolomb haklıysa, milyoner olacaktı. 205 00:11:20,483 --> 00:11:24,563 Eğer yanılıyorsa, alay konusu olacaktı. Aynı zamanda da ölecekti. 206 00:11:24,643 --> 00:11:27,443 Bu onun için sorun değildi, bu yüzden yola çıktı. 207 00:11:27,523 --> 00:11:30,043 Kolomb, Hindistan'a varmayı başaramadı. 208 00:11:30,123 --> 00:11:32,683 Ama gemisi eninde sonunda yeni bir dünyaya yanaştı. 209 00:11:32,763 --> 00:11:36,163 Gezegenimiz Dünya İkinci Kısım, namıdiğer Amerika. 210 00:11:36,243 --> 00:11:39,603 Çok geçmeden, kendisinin izini takip edenler oldu. 211 00:11:41,403 --> 00:11:42,803 Burası Plymouth. 212 00:11:42,883 --> 00:11:47,203 Daha iyi bir yaşama hasret duyan bir grup seyyahın 1620'de toplandığı yer. 213 00:11:47,283 --> 00:11:50,883 Hiç de şaşırtıcı değil çünkü dediğim gibi, burası Plymouth. 214 00:11:50,963 --> 00:11:52,763 Seyyahlar deniz araçlarına 215 00:11:52,843 --> 00:11:55,883 ya da Starship Mayflower Gemisi'ne atladı. 216 00:11:56,603 --> 00:12:00,483 Bu çizimdeki Atlas Okyanusu'nu yiğitçe aşarak 217 00:12:00,563 --> 00:12:03,763 diğer tarafa ulaştılar, yine Plymouth'a. 218 00:12:03,843 --> 00:12:06,043 Yıkılmış olmalılar. 219 00:12:06,123 --> 00:12:09,603 Neyse ki, bu Plymouth'ın terk ettikleri Plymouth olmadığı anlaşıldı. 220 00:12:09,683 --> 00:12:14,083 Başta Avrupalı sömürgeciler yeni dünyada biraz zorlandı. 221 00:12:14,163 --> 00:12:17,203 Neyse ki, bazı Amerikan yerlileri onlara mısır yetiştirmeyi 222 00:12:17,283 --> 00:12:19,203 ve nerede balık tutulacağını öğretti. 223 00:12:19,283 --> 00:12:21,963 Karşılığında, sömürgeciler de Amerikan yerlilerine 224 00:12:22,043 --> 00:12:23,523 suçiçeğini getirdi. 225 00:12:23,603 --> 00:12:27,403 Sömürgeciler, Amerikan yerlilerinin onlar için ne yaptığını hiç unutmadı. 226 00:12:27,483 --> 00:12:30,923 Ama yıllar sonra yerlileri katlederken bunları görmezden geldiler. 227 00:12:31,003 --> 00:12:34,363 Yeni Dünya büyük bir değişimle karşı karşıyayken 228 00:12:34,443 --> 00:12:38,803 eski dünyada tartışma yaratan bir buluş kendini göstermeye başlamıştı. 229 00:12:38,883 --> 00:12:42,323 1600'lü yılların başında, bu şapşal gibi giyinen bilim insanı, 230 00:12:42,403 --> 00:12:45,883 insanlığın kendine olan bakış açısını tamamen değiştirmek üzereydi. 231 00:12:45,963 --> 00:12:47,483 Bu adamın adı Galileo. 232 00:12:47,563 --> 00:12:50,403 Ününden dolayı tarihte sadece tek bir isimle anılan 233 00:12:50,483 --> 00:12:52,283 birkaç kişiden biridir bu adam. 234 00:12:52,363 --> 00:12:55,963 Churchill, Pepsi ve Garfield gibi. 235 00:12:56,043 --> 00:13:00,603 Galileo'nun tam ismi Galileo Figaro Magnifico'ydu, değil mi? 236 00:13:00,683 --> 00:13:04,043 Ben bunun doğru olduğundan emin değilim. 237 00:13:04,123 --> 00:13:06,523 "Dominican Rhapsody"de öyle geçiyor ama. 238 00:13:06,603 --> 00:13:08,523 "Bohemian Rhapsody"yi mi diyorsunuz? 239 00:13:08,603 --> 00:13:11,203 -İsmi neydi o zaman? -Yani, bildiğim kadarıyla 240 00:13:11,283 --> 00:13:13,403 ismi Galileo Galilei'ydi. 241 00:13:13,923 --> 00:13:16,603 -Galileo Galilei mi? -Evet. 242 00:13:16,683 --> 00:13:19,843 Bu, bana Philomena Philomenie denilmesi gibi bir şey. 243 00:13:20,923 --> 00:13:22,563 Aslında kulağa hoş geliyor. 244 00:13:22,643 --> 00:13:25,643 Galileo o kadar güçlü bir teleskop icat etti ki 245 00:13:25,723 --> 00:13:28,403 güneşte üstünü değiştirenleri bile görebiliyordu. 246 00:13:28,483 --> 00:13:31,643 Hadi canım sen de! Bu, her şeyi devasa gösteriyor! 247 00:13:31,723 --> 00:13:34,123 Bunu daha önce denediniz mi? İnanılmaz. 248 00:13:35,163 --> 00:13:36,283 Bunu nasıl yaptın? 249 00:13:36,363 --> 00:13:39,043 Sen gerçek Galileo musun yoksa bir aktör müsün? 250 00:13:40,843 --> 00:13:42,203 Gerçeğinin işi mi vardı? 251 00:13:42,963 --> 00:13:45,643 Galileo'nun astronomik ukalalığı, 252 00:13:45,723 --> 00:13:49,403 o kadar akıllara ziyandı ki Papa'nın takkesi düştü keli göründü. 253 00:13:50,203 --> 00:13:53,323 Eski Ahit'e göre, Güneş bildiğimizin aksine 254 00:13:53,403 --> 00:13:55,003 Dünya'nın etrafında dönüyor. 255 00:13:55,083 --> 00:14:00,003 Kilisenin bakış açısına göre, Galileo İncil'e yalancı diyordu. 256 00:14:00,083 --> 00:14:01,803 Aşırı tepki göstermek yerine, 257 00:14:01,883 --> 00:14:05,083 bir Hristiyan'ın yapacağı şeyi yapıp onu kâfirlikle suçlayıp 258 00:14:05,163 --> 00:14:08,203 göstermelik ve yoz duruşmada onu suçlu buldular. 259 00:14:08,283 --> 00:14:12,363 Galileo, güneşin etrafında döndüğü bir gezegende, hayatının sonuna kadar 260 00:14:12,443 --> 00:14:14,563 ev hapsiyle cezalandırılmıştı. 261 00:14:14,643 --> 00:14:17,003 Kiliseye göre, Güneş Dünya'nın etrafında dönüyordu. 262 00:14:17,083 --> 00:14:20,083 Ama Galileo'ya göre Dünya Güneş'in etrafında dönüyordu. 263 00:14:20,163 --> 00:14:22,283 Peki, biz kimin tarafındayız? 264 00:14:22,363 --> 00:14:24,723 Kesinlikle Galileo'nun tarafındayız. 265 00:14:25,483 --> 00:14:27,443 Günümüzdeki kilise de aynı şekilde. 266 00:14:27,523 --> 00:14:31,283 İki taraf da haklı olup Güneş ve Dünya birbirinin etrafında dönüyor olabilir mi? 267 00:14:31,363 --> 00:14:34,843 Bu herkesi mutlu eder. Bunda anlaşabilir miyiz? 268 00:14:34,923 --> 00:14:38,203 Anlamsız bir teleskop yerine 269 00:14:38,283 --> 00:14:40,323 bir tür ölümsüzlük makinesi icat etseydi 270 00:14:40,403 --> 00:14:43,843 Galileo fikirlerinin kabul edildiğini görebilirdi. 271 00:14:43,923 --> 00:14:46,683 Ne yazık ki o kadar da akıllı değildi. 272 00:14:47,803 --> 00:14:51,683 Bilim gibi, felsefe dünyası da gelişmekteydi. 273 00:14:51,763 --> 00:14:54,483 Elbette bu adam gibi büyük düşünürler sayesinde. 274 00:14:54,563 --> 00:14:57,283 Jim Des Cartes kim? 275 00:14:57,923 --> 00:15:02,843 Jim Des Cartes kimdir hiç bilmiyorum. 276 00:15:02,923 --> 00:15:04,243 Ama René Descartes'ın 277 00:15:04,323 --> 00:15:08,923 modern felsefenin kurucusu olduğunun söylendiğini biliyorum. 278 00:15:09,003 --> 00:15:12,803 "Düşünüyorum öyleyse varım" diyerek ne demek istemişti? 279 00:15:14,043 --> 00:15:16,403 Descartes'in demek istediği şuydu; 280 00:15:17,363 --> 00:15:19,843 öz farkındalık, 281 00:15:19,923 --> 00:15:22,323 öz bilinç 282 00:15:22,403 --> 00:15:26,763 insanın kendi kimliğini tanımlar. 283 00:15:26,843 --> 00:15:31,603 Yani o zaman, ben düşünüyorsam varım. Peki ya diğer insanlar? 284 00:15:31,683 --> 00:15:34,043 Onlar da düşündüğü için mi varım? 285 00:15:34,123 --> 00:15:37,163 Onların düşündükleri için var olduğumu nasıl anlarım? 286 00:15:37,243 --> 00:15:41,203 Ya da ben mi onların düşündüğü için var olduğunu düşünüyorum? 287 00:15:41,283 --> 00:15:44,683 Ama aslında gerçek değiller ve sadece ben öyle hayal ediyorum. 288 00:15:44,763 --> 00:15:48,283 Şu an düşündüğünüz için var olduğumu mu düşünüyor musunuz? 289 00:15:48,363 --> 00:15:50,123 Yani, varlığım 290 00:15:50,203 --> 00:15:55,243 benim düşünceme bağlı olduğunu söylemek istemem elbette. 291 00:15:55,323 --> 00:15:59,363 Ama Descartes'ın savunduğu şey bu değildi. 292 00:15:59,443 --> 00:16:02,163 İnsanın başka biri olduğunu düşünmesi mümkün mü? 293 00:16:02,243 --> 00:16:07,443 Mesela, oturup ciddi ciddi Eddie Murphy olduğumu düşünsem 294 00:16:08,163 --> 00:16:10,603 zamanla ona dönüşebilir miyim? 295 00:16:10,683 --> 00:16:14,363 Ben o olursam, o da ben olur mu? 296 00:16:14,443 --> 00:16:16,603 Yoksa kaybolup gider mi? 297 00:16:17,163 --> 00:16:19,603 Des Cartes bu tür şeylerden hiç söz etmiş mi? 298 00:16:20,923 --> 00:16:26,283 Hayır, bildiğim kadarıyla Descartes bu tür konulardan söz etmemişti. 299 00:16:26,363 --> 00:16:28,323 Neden peki? 300 00:16:28,403 --> 00:16:32,803 Descartes, Aydınlanma olarak anılan entelektüel bir harekete ilham verdi. 301 00:16:32,883 --> 00:16:35,083 Bu dönemde metroseksüel elitistler, 302 00:16:35,163 --> 00:16:38,123 insanların ufuklarını genişletecek makaleler yayımladı. 303 00:16:38,203 --> 00:16:39,323 Bu dönemde yaşananlar 304 00:16:39,403 --> 00:16:41,683 bir daha ancak 1989'da Belçika'nın tekno marşı 305 00:16:41,763 --> 00:16:44,403 "Pump Up The Jam"in piyasaya çıkmasıyla yaşanacaktı. 306 00:17:01,003 --> 00:17:03,963 Bu video, Başkanın Bütün Adamları'nın Oscar'lı senaristi 307 00:17:04,043 --> 00:17:07,843 William Goldman'ın hazırladığı 72 sayfalık bir tretmana dayanmaktadır. 308 00:17:07,923 --> 00:17:11,323 Technotronic ismi, bir nevi dans müziği anlamına gelen techno ile 309 00:17:11,402 --> 00:17:15,083 tronic anlamına gelen tronic'in birleşiminden meydana gelmektedir. 310 00:17:15,162 --> 00:17:21,203 "Pump Up The Jam"in 33'lük plağını alana bir de bedava at veriliyordu. 311 00:17:22,563 --> 00:17:25,563 28 Aralık 1879, saat 19.16'da üzerinden tren geçmekte olan 312 00:17:25,642 --> 00:17:28,763 Dundee'nin Tay Köprüsü çöktü ve 60 yolcu hayatını kaybetti. 313 00:17:30,122 --> 00:17:32,122 Bu tablonun içine hapsolan adam 314 00:17:32,203 --> 00:17:35,603 Aydınlanma dönemi filozofu Jean-Jacques Rousseau. 315 00:17:35,683 --> 00:17:39,163 İsmi öyle Fransız ki ona Pierre Baget deseler de olurmuş. 316 00:17:39,243 --> 00:17:42,363 Ama dememişler işte. Bu yüzden ben de öyle demedim. 317 00:17:43,163 --> 00:17:45,643 Rousseau, "İnsan özgür doğar 318 00:17:45,723 --> 00:17:48,123 ama her yeri zincirlerle çevrilidir." demişti. 319 00:17:48,203 --> 00:17:52,163 O, insanların kendi kaderlerini yazdığı bir toplum hayal etmişti. 320 00:17:52,803 --> 00:17:57,083 Bu aynı hayal, sömürgecileri gemileriyle beraber 321 00:17:57,163 --> 00:17:58,563 yeni dünya yaratmaya sürdü. 322 00:17:59,363 --> 00:18:03,123 Birçok sömürgeci; dürüstlüğün, çalışkanlığın ve emeğin 323 00:18:03,203 --> 00:18:06,683 ön planda olduğu bir hayat sürmek için Amerika'ya yerleştikten sonra, 324 00:18:06,763 --> 00:18:08,163 bunlarla uğraşmak istemedi 325 00:18:08,243 --> 00:18:10,683 ve Afrika'dan insan kaçırıp işi onlara yaptırdı. 326 00:18:10,763 --> 00:18:14,723 Rousseau, insanların zincirlerini kırması gerektiğinden bahsettiğinde 327 00:18:14,803 --> 00:18:17,403 aklınıza bu insanlar gelebilir. 328 00:18:17,483 --> 00:18:18,923 Ama bundan bahsetmiyordu. 329 00:18:19,003 --> 00:18:21,843 Birçok hümanist gibi o da işin açığını bulmuştu. 330 00:18:21,923 --> 00:18:25,923 Köleleri insan olarak görmediği için onları takmamakta özgürdü. 331 00:18:26,003 --> 00:18:31,043 Şansına, bu sıralarda sömürgeciler de özgürlükle ilgilenmeye başladılar. 332 00:18:32,403 --> 00:18:33,923 Fakat gelin görün ki, 333 00:18:34,003 --> 00:18:37,723 ilgilendikleri, kölelerin özgürlüğü değil, kendi özgürlükleriydi. 334 00:18:37,803 --> 00:18:40,043 O dönem İngiliz kolonilerinin başında 335 00:18:40,123 --> 00:18:42,443 bu sınır çizen kral Üçüncü George vardı. 336 00:18:43,243 --> 00:18:48,443 Fakat Eski İngiltere ile Yeni Dünya'nın arası soğumaya başlamıştı. 337 00:18:48,523 --> 00:18:53,643 Amerikalılarla İngilizlerin arasındaki gerilim nasıl başladı? 338 00:18:53,723 --> 00:18:56,483 Biz kurabiye, siz bisküvi diyorsunuz diye mi yoksa? 339 00:18:56,563 --> 00:18:59,443 Ya da siz trotuar, biz tretuvar dediğimiz için mi? 340 00:18:59,523 --> 00:19:03,723 Bana göre ilişkide bu küçük şeyler zamanla sinirleri bozmaya başlar. 341 00:19:03,803 --> 00:19:05,243 Olayın aslı daha da kötüydü. 342 00:19:05,323 --> 00:19:08,243 İngilizler, kolonileri vergiye bağlamaya karar verdi. 343 00:19:08,323 --> 00:19:09,963 Bu daha önce hiç yaşanmamıştı. 344 00:19:10,043 --> 00:19:13,003 Yani meselenin özünde parasal anlaşmazlık varmış. 345 00:19:13,083 --> 00:19:16,923 Eski sevgilim Sean'la aramızdaki durum gibi. 346 00:19:17,603 --> 00:19:19,043 Paket servis sipariş ederken 347 00:19:19,123 --> 00:19:21,443 ya da sizin deyiminizle "eve sipariş" verirken 348 00:19:22,043 --> 00:19:26,203 bazen yarı yarıya ödeyelim diye ısrar ederdi. 349 00:19:26,283 --> 00:19:31,243 Ama nefret ettiğimi bildiği hâlde soğan bhaji alırdı. 350 00:19:31,323 --> 00:19:33,203 Yedikten sonra da ağzı kokardı. 351 00:19:34,443 --> 00:19:36,723 Ama ben bunun yarısını ödemek zorundaydım. 352 00:19:36,803 --> 00:19:40,243 Bu bana haksızlık gibi geliyordu. Size de öyle geliyor mu? 353 00:19:41,163 --> 00:19:42,403 Böyle deyince hayır. 354 00:19:42,483 --> 00:19:45,283 Hayır. Bunu söyleyen bir profesör, Sean. 355 00:19:47,123 --> 00:19:49,763 En sonunda 1773'te 356 00:19:49,843 --> 00:19:52,723 Boston'daki sömürgecilerin canına tak etti. 357 00:19:52,803 --> 00:19:57,283 Boston'da yaşayanlar İngilizlere kızdıktan sonra 358 00:19:57,363 --> 00:20:01,283 neden İngiliz erkekleri gibi karşılık vermeyip 359 00:20:01,363 --> 00:20:04,643 kadınlar gibi bir Çay Partisi yaptılar? 360 00:20:04,723 --> 00:20:10,363 Neden Amerikalılarda günümüzde bile böyle bir korkaklık var? 361 00:20:11,043 --> 00:20:14,043 Buradaki korkaklık olan tek şey, 362 00:20:14,123 --> 00:20:19,283 Kızılderili kılığına bürünmeleri ve kimsenin ismini söylememeleriydi. 363 00:20:19,363 --> 00:20:21,403 Ama kendi isteğinizle, 364 00:20:21,483 --> 00:20:24,603 zorunda kalmadıkça hapse girer miydiniz? 365 00:20:26,523 --> 00:20:29,243 Hapsin olanaklarına göre fikrim değişebilir. 366 00:20:29,923 --> 00:20:32,843 Çayımıza hakaret ayrı bir şey. 367 00:20:32,923 --> 00:20:36,203 Ama çok daha ağır bir darbe gelmek üzereydi. 368 00:20:36,283 --> 00:20:40,443 1776'da 13 koloninin liderleri, artık kendilerine İngiliz değil 369 00:20:40,523 --> 00:20:44,683 Amerikalı denmesini istediklerini söylediler. 370 00:20:44,763 --> 00:20:48,723 Kurucu Babalar diye bilinen bu heteroseksüel, beyaz süper-grup, 371 00:20:48,803 --> 00:20:54,323 tarihin en meşhur ayrılık metni olan Bağımsızlık Bildirgesi'ni kaleme aldı. 372 00:20:54,403 --> 00:20:57,843 Buradaki herkes idol hâline geldi. Tabii Amerikalılar için. 373 00:20:57,923 --> 00:20:59,803 Yoksa çok da matah birileri değiller. 374 00:21:00,323 --> 00:21:04,243 Böylece Amerika ve İngiltere arasında topyekûn bir savaş başlamış oldu. 375 00:21:04,323 --> 00:21:06,843 Henüz kamuflaj icat edilmediğinden 376 00:21:06,923 --> 00:21:10,043 İngiliz askerleri parlak kırmızı üniformalar giyiyordu. 377 00:21:10,123 --> 00:21:14,083 Bu yüzden de binlercesi vuruluyor ve çok şık bir şekilde ölüyorlardı. 378 00:21:14,843 --> 00:21:18,603 Bu tablo, savaşın en önemli anlarından birini tasvir ediyor. 379 00:21:18,683 --> 00:21:21,603 Tabloda George Washington, Delaware Nehri'ni geçiyor. 380 00:21:21,683 --> 00:21:24,963 Gördüğünüz üzere, yolculuğu ayakta geçirmiş 381 00:21:25,043 --> 00:21:26,803 çünkü yer ayırtmamış. 382 00:21:26,883 --> 00:21:30,163 Yıkılmamış evet ama kürek çekilirken yardım da etmemiş. 383 00:21:30,243 --> 00:21:32,003 Herkes gıcık olmuştur kesin. 384 00:21:32,083 --> 00:21:36,403 Nihayetinde Washington galip gelip Amerika'nın ilk başkanı oldu. 385 00:21:36,483 --> 00:21:39,363 Amerikan başkanlığı, dünyanın en saygın mevkiiydi. 386 00:21:39,443 --> 00:21:41,083 Ta ki 2016'ya kadar. 387 00:21:41,723 --> 00:21:45,283 Washington ve diğer Kurucu Babacıklar yeni ülkeleri için 388 00:21:45,363 --> 00:21:47,683 bir kullanma kılavuzu olan Anayasa'yı yazdı. 389 00:21:47,763 --> 00:21:51,483 Bu belgede, o ana kadar görülmüş en etkileyici siyasi olgular yer alıyordu. 390 00:21:51,563 --> 00:21:53,763 Bir yerde, Amerika'nın sadece bir ülke değil 391 00:21:53,843 --> 00:21:56,043 aynı zamanda bir fikir olduğunu okumuştum. 392 00:21:56,563 --> 00:21:59,203 Ama aslında sadece bir ülke, değil mi? 393 00:21:59,283 --> 00:22:01,643 Aslında bir fikir önderliğinde kuruldu. 394 00:22:01,723 --> 00:22:05,963 Dolayısıyla, Amerika'nın herkes için özgürlük ülkesi olduğu fikri, 395 00:22:06,043 --> 00:22:08,043 her zaman buluşma noktası oldu. 396 00:22:08,123 --> 00:22:10,483 Evet ama mesela, sandviç yemek de bir fikirdir. 397 00:22:10,563 --> 00:22:13,083 Bisikletini maviye boyamak da bir fikirdir. 398 00:22:13,163 --> 00:22:15,963 Şöyle yapmak da bir fikirdir. 399 00:22:16,043 --> 00:22:18,883 Ama Amerika sadece bir yer sonuçta. 400 00:22:18,963 --> 00:22:21,923 Amerikan Devrimi, dünyanın dört yanını derinden etkiledi. 401 00:22:22,003 --> 00:22:24,043 Gezegene etkisini söylemiyorum bile. 402 00:22:24,123 --> 00:22:26,283 Bundan en çok da Fransa etkilendi. 403 00:22:26,363 --> 00:22:29,883 Burada insan, yani homme çamur içinde yaşamak zorunda kalırken, 404 00:22:30,603 --> 00:22:34,803 zenginler öyle lüks yaşıyordu ki fırfırı falan icat ettiler. 405 00:22:34,883 --> 00:22:37,683 Bir süre sonra halk, Kral 16. Louis'den 406 00:22:37,763 --> 00:22:41,243 ve birbirinin tıpatıp aynısı olan eşleri Marie ve Toinette'ten bıktı. 407 00:22:41,323 --> 00:22:43,203 Kraliyet ailesi lüks içinde yüzerken 408 00:22:43,283 --> 00:22:45,843 yoksullar, pastayla beslenmek zorunda kalıyordu. 409 00:22:47,083 --> 00:22:52,043 Nihayet 1789'da bu durum, üstsüz devrimin fitilini ateşledi. 410 00:22:52,963 --> 00:22:54,563 Yoksullar, kralı indirdi 411 00:22:54,643 --> 00:22:57,443 ve dünyadaki tüm krallıkların sona ermesini sağlayacak 412 00:22:57,523 --> 00:22:58,763 bir makine icat ettiler. 413 00:23:00,123 --> 00:23:03,923 Giyotin, tezahürat etmekte olan kalabalığın önünde 414 00:23:04,003 --> 00:23:07,843 birinin başını kesmenin en insancıl yolu olacak şekilde tasarlanmıştı. 415 00:23:07,923 --> 00:23:10,163 Şurada gördüğümüz kesme deliğine 416 00:23:10,243 --> 00:23:12,883 bir kraliyet mensubunun kafasını yerleştiriyoruz. 417 00:23:12,963 --> 00:23:15,163 Sonra yukarıdaki bu jilet gibi keskin bıçak, 418 00:23:15,243 --> 00:23:16,843 hızla inip kafalarını kesiyor. 419 00:23:16,923 --> 00:23:19,963 Kafa da boyun ve bedenden epey bir uzağa gidiyor. 420 00:23:20,043 --> 00:23:22,723 Bu aşamada kesin kaçtıklarını sanmışlardır. 421 00:23:22,803 --> 00:23:26,683 Ama bu zafer duygusu kısa ömürlüydü çünkü birkaç dakika sonra 422 00:23:26,763 --> 00:23:31,163 yüzüstü bir şekilde bu kalitesiz, hasır sepetin içine koyuluyorlardı. 423 00:23:32,883 --> 00:23:35,523 Şuna bir bakın. İçinde minder bile yok. 424 00:23:35,603 --> 00:23:38,563 Yani kafa buraya düşünce kesin bir yerleri bereleniyordur. 425 00:23:38,643 --> 00:23:40,323 Beyin sarsıntısı da geçirebilir. 426 00:23:40,403 --> 00:23:43,603 Daha beteri de olabilirdi. Kafanızı bir at arabasından sarkıtıp 427 00:23:43,683 --> 00:23:46,323 etraftaki binaların yakınından da geçebilirlerdi. 428 00:23:46,403 --> 00:23:50,403 Her hâlükârda, giyotine maruz kalmak, herkesi derinden etkiler. 429 00:23:50,483 --> 00:23:52,243 En çok da Kral Louis'yi. 430 00:23:52,323 --> 00:23:56,043 Kafası olmadığı için artık üreyemeyecek ya da taç takamayacaktı. 431 00:23:56,123 --> 00:23:59,803 Artık herhangi bir sektörde de iş bulması da imkânsız gibiydi. 432 00:23:59,883 --> 00:24:02,723 Belki de bu yüzden o olaydan kısa bir süre sonra 433 00:24:02,803 --> 00:24:05,163 gözlerden uzak kalmayı tercih etmiş olabilir. 434 00:24:05,243 --> 00:24:11,283 Halkın elitlere karşı ayaklanmasında, Fransız Devrimi ne ilkti ne de son olacak. 435 00:24:11,363 --> 00:24:15,283 Bir sürü devrimde yoksulların, zenginleri tahttan indirdiğini görüyoruz. 436 00:24:15,363 --> 00:24:20,043 Sence Elon Musk gibi milyarderler de giyotinle öldürülmekten korkmalı mı? 437 00:24:21,123 --> 00:24:23,323 Bana kalırsa Fransız Devrimi 438 00:24:23,403 --> 00:24:29,363 gücü elinde bulunduran pek çok insanın tedirgin olmasına neden oldu. 439 00:24:29,443 --> 00:24:32,083 Bana kalırsa Elon Musk, halk kapısına dayanmadan 440 00:24:32,163 --> 00:24:35,523 kafasını elektronik bir şekilde kesecek bir makine icat edebilir. 441 00:24:35,603 --> 00:24:39,163 -Bu konuda benden daha bilgilisin. -Tahmin yürütüyorum. 442 00:24:40,203 --> 00:24:44,043 Bir süre sonra Fransa, güçlü bir adamın başa geçmesi gerektiğine karar verdi. 443 00:24:44,123 --> 00:24:46,923 İmparator Napolyon'da aradıklarını buldular. 444 00:24:47,003 --> 00:24:50,363 Bildiğimiz kadarıyla İmparator Penguenlerle bir alakası yok. 445 00:24:51,243 --> 00:24:54,483 Napolyon karada ve denizde birçok kez savaştı 446 00:24:54,563 --> 00:24:58,083 ki bunlar hâlâ tarih belgesellerinde layıkıyla canlandırılmak için 447 00:24:58,163 --> 00:24:59,603 fazlasıyla pahalı kaçıyor. 448 00:25:02,003 --> 00:25:05,443 Böyle bir savaş çiziminin üstüne ses efekti eklemek 449 00:25:05,523 --> 00:25:08,203 gerçekte nasıl olabileceğine dair bir fikir veriyor. 450 00:25:08,283 --> 00:25:10,403 Ama hâlâ eksik kalan bir ana parça var. 451 00:25:10,963 --> 00:25:13,763 Napolyon savaşlarını ete kemiğe bürüyebilecek tek şey, 452 00:25:13,843 --> 00:25:16,283 arka fonda çalacak bir klasik müzik. 453 00:25:23,843 --> 00:25:26,083 Bakın! Şimdi oldu işte. 454 00:25:26,843 --> 00:25:27,923 Neyse ki klasik müzik 455 00:25:28,003 --> 00:25:31,003 Avrupa'nın bir başka yerinde kusursuz hâle getiriliyordu. 456 00:25:31,083 --> 00:25:33,363 Yapan bestecinin adı da Beethoven idi. 457 00:25:34,923 --> 00:25:39,963 Gerçekten Beethoven'ın yüzünün içinde gerçek boyutta at mı yaşıyormuş? 458 00:25:40,843 --> 00:25:42,723 Affedersiniz, yanlış söyledim. 459 00:25:42,803 --> 00:25:45,763 Yani, Beethoven iyi bir besteci miydi? 460 00:25:47,163 --> 00:25:48,363 Tabii ki. 461 00:25:48,443 --> 00:25:52,523 Batı Klasik Müziği'nin şu ana kadarki en iyi bestecisi olarak kabul edilir. 462 00:25:52,603 --> 00:25:54,603 Beethoven şeyi yazmıştı… 463 00:25:59,163 --> 00:26:00,843 Bu sözlerin anlamı ne? 464 00:26:01,843 --> 00:26:04,843 Aslında, çok güçlü bir orkestral motif söz konusu. 465 00:26:04,923 --> 00:26:07,003 "Dan" deyip duruyor. 466 00:26:07,083 --> 00:26:11,083 Dinleyicilere mi taş atıyor, yoksa Almanca bir şey mi? 467 00:26:11,163 --> 00:26:16,363 Beethoven'in senfonik müziği sadece enstrümanlardan ibaret. 468 00:26:16,443 --> 00:26:21,163 Yani bu eserlerde hiçbir söz yok. 469 00:26:21,243 --> 00:26:25,003 Sözleri yoksa neyle alakalı olduğunu nereden anlayacağız? 470 00:26:25,083 --> 00:26:26,883 Gerçekten anlamsız. 471 00:26:27,443 --> 00:26:30,963 Anlamsız besteleriyle büyük başarı yakalasa da 472 00:26:31,043 --> 00:26:34,323 Beethoven kariyeri boyunca birçok kişisel sorunla karşılaştı. 473 00:26:34,843 --> 00:26:39,163 Çalışmalarının son yıllarında Beethoven'in "ağır" olduğu doğru mu? 474 00:26:40,483 --> 00:26:43,203 Yani, hayatının büyük bir kısmında "sağırmış." 475 00:26:43,283 --> 00:26:44,323 Hayır, ağır. 476 00:26:44,403 --> 00:26:45,923 -Ağır mı? -Evet. 477 00:26:47,083 --> 00:26:48,243 Hayır. 478 00:26:48,323 --> 00:26:50,723 Yapımcı, notlara eklemiş. 479 00:26:50,803 --> 00:26:54,283 Burada olması lazım. Bir bakayım. 480 00:26:55,683 --> 00:27:00,323 "Son yıllarında Beethoven oldukça ağırdı." 481 00:27:00,883 --> 00:27:04,203 Oldukça sağır. S-A-Ğ-I-R. 482 00:27:04,283 --> 00:27:06,283 Görünen o ki ağırlaştıkça sağırlaşmış. 483 00:27:06,363 --> 00:27:10,523 Peki, ağır olmadığı zamanlar da sağır mıymış? 484 00:27:11,123 --> 00:27:13,963 Evet, oldukça. Öyleymiş. 485 00:27:14,043 --> 00:27:17,043 O zaman ağır değildi? Sağırken ağır değildi? 486 00:27:17,123 --> 00:27:18,763 Hayır. 487 00:27:18,843 --> 00:27:21,843 Peki ağırken müziği nasıl yazmış? 488 00:27:22,563 --> 00:27:25,723 26 Mart 1827 tarihinde, 489 00:27:25,803 --> 00:27:27,763 Beethoven cartayı çekti. 490 00:27:27,843 --> 00:27:30,803 Dehasının da sonsuza dek kaybolduğu düşünülüyordu. 491 00:27:30,883 --> 00:27:32,803 Şu ana dek. 492 00:27:32,883 --> 00:27:36,443 Silikon Vadisi'nin inekleri Beethoven'ın zihnini yeniden yaratıp 493 00:27:36,523 --> 00:27:40,203 B8-Hoven Smart Home+ ismindeki bu akıllı hoparlörün içine yerleştirdi. 494 00:27:40,283 --> 00:27:42,163 Gelin bir test edelim. 495 00:27:42,243 --> 00:27:44,883 B8-Hoven, yeni bir senfoni bestele. 496 00:27:45,443 --> 00:27:47,003 Was was das? 497 00:27:47,083 --> 00:27:49,163 Yeni bir senfoni bestele. 498 00:27:49,243 --> 00:27:50,603 Neredeyim ben? 499 00:27:50,683 --> 00:27:52,963 Hadi, beste şeyini yap işte. 500 00:27:53,043 --> 00:27:54,723 Mein Gott, burası çok karanlık. 501 00:27:54,803 --> 00:27:57,283 Niye İngilizce konuşuyorum? Bacaklarım nerede? 502 00:27:58,283 --> 00:28:02,203 -Cuma gecesi çalma listemi çal. -Cuma gecesi çalma listesi çalınıyor. 503 00:28:03,203 --> 00:28:05,123 Bunu neden yapıyorum ki? 504 00:28:05,203 --> 00:28:07,563 Mein Gott im Himmel! Öldürün beni. 505 00:28:12,363 --> 00:28:15,843 Gördüğümüz gibi sadece birkaç yüzyıl içinde 506 00:28:15,923 --> 00:28:20,563 insanlık, kültürel ve politik bir sürü büyük devrim yaşadı. 507 00:28:20,643 --> 00:28:21,523 Sonraki bölümde, 508 00:28:21,603 --> 00:28:25,803 size daha da büyük bir devrim göstereceğim. Sanayi Devrimi. 509 00:28:25,883 --> 00:28:28,723 Bu devrim; bolca çelik, buhar, ter, 510 00:28:28,803 --> 00:28:32,243 uçak, tren, otomobil ve daha çok uçakla vücut buldu. 511 00:28:32,323 --> 00:28:34,963 İnsanlar yıllar boyunca uçak yapmaya çalıştı. 512 00:28:35,603 --> 00:28:38,363 Neden gökyüzüne hükmetmeye bu kadar meraklıyız? 513 00:28:38,443 --> 00:28:41,683 Yukarıda hiçbir şey yok ki. Oturacak yer bile yok. 514 00:29:01,723 --> 00:29:06,723 Altyazı çevirmeni: Fatma Şebnem Özgür